HATAY’IN VE ARAP ALEVİLERİN KÜLTÜR TARİHİ PANELİ YAPILDI

  • Eklenme Tarihi :04.06.2022 | 09:37
  • Muhabir :

Samandağ’da Hatay’ın ve Arap Alevilerinin kültür paneli gerçekleştirildi.

HATAY’IN VE ARAP ALEVİLERİN KÜLTÜR TARİHİ PANELİ YAPILDI

Koyunoğlu Dayanışma Platformu tarafından çok amaçlı salonda gerçekleştirilen panele araştırmacı-yazarlar Müslüm Kabadayı ve Tevfik Usluoğlu konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasını Koyunoğlu Dayanışma Platformu adına yapan Emine Güneş Beyazgül, “Kendi tarihi ve kültürünü bilmeyen, yaşamayan toplumlar gelişemez. Bu paneli yapmamızın amacı, zengin kültürümüzü derinden kavrayıp geleceğimize yön vermektir. Üretken ve ortak yaşama kültürüne sahip olan toplumumuzun kültürünü ve tarihini bizimle paylaşacak olan araştırmacı yazarlar Müslüm kabadayı ve Tevfik Usluoğlu’na teşekkür ederiz.” Dedi.

 

İNSANLIK TARİHİNE KATKIDA BULUNDU

Hatay coğrafyasını, dolayısıyla burada yaşayanların kültürel dokusunu belirleyen üç temel unsur olduğunu belirten Araştırmacı-yazarlar Müslüm Kabadayı, “Birincisi, Dünya’nın en verimli ovalarından olan Amik Ovası; ikincisi, bu ovayı sulayarak Samandağ’da Akdeniz’e dökülen Asi Nehri; üçüncüsü de endemik bitkileri, zengin madenleri ve sedir ormanlarıyla mitolojilere konu olan Amanos Dağları’yla mitolojide Zeus’un boğanın sırtına binerek Avrupa’ı Girit Adası’na kaçırdığı Cacius (Cebel-i Akra, Keldağ) Dağı’dır. Deniz, dağ, ova ve nehrin beslediği bu güzel coğrafyanın insanı da birçok açıdan insanlık tarihine katkıda bulunmuştur.” dedi.

İNSANIN GELİŞİMİNDE CAĞRAFYANIN ÖNEMİ

 İnsanın evrimsel gelişiminde coğrafyanın önemine dikkat çeken Kabadayı, “İnsan türünün evrimiyle gelişimine dair dile getirdiğimiz bu özet bilgiden hareketle Önasya’nın uç noktasındaki bugünkü Hatay coğrafyasının kilit noktasının Samandağ olduğunu söyleyebiliriz. Yöredeki tarihi yaşam bulguları M.Ö. 100.000’lere kadar uzanır. Elde edilen buluntular; ‘Homo Çevlikens’ olarak adlandırılan insanın Samandağ’daki Barutlu Mağara’da yaşadığını, Üçağızlı Mağara’da 40 bin yıl öncesine ait et pişiren insanın araç-gereçleri kullandığını, Yayladağı'nın Sungur ve Kışlak yöresindeki taş aletlerin de bu insanlar tarafından yapılmış olabileceğini göstermektedir.”

GÜÇLÜ BİR TARİH BİLİNCİ VAR

 “M.S. 638’den itibaren İslamiyet’in, dolayısıyla Arapların Antakya’da etkili olduğunu, bunu Hamdanilerin, Memlukluların, Osmanlıların takip ettiğini anlatan, Suriye ve Hatay coğrafyasının Fransızlar tarafından işgaline karşı Cebeli-i Akra mıntıkasında birlikte mücadele eden öğretmen kökenli Türk Nuri Aydın Konuralp ile Arap Alevi Şeyh Salih’in dayanışmasının örnek alınması gerektiğini vurgulayan Kabadayı, “Bugün Suriye’yi işgal etmeye çalışan emperyalist ülkeler ve yerli işbirlikçilerine karşı ortak mücadele sürdüren Sünni-Alevi-Hıristiyan Araplar, Türkmenler, Dürziler vd. halkların dayanışmasının arkasında böyle bir güçlü tarih bilinci var.” diye konuştu.

ANTAKYA BİR BAŞKENT

Araştırmacı  yazar Dr. Tevfik Usluoğlu da, Hatay’ın kültür tarihine dair bazı hatırlatmalar yaparak “Antakya bir başkent. Doğunun kraliçesi. Dünya Barış Kültürünün geliştirilmesi için önemli bir model. Barışın Dili. Tarih üreten bir kent. Uygarlık merkezi. Antakya, Yunanlı Stroban’a göre, Tetrapolis ( dört şehir). Zeus’un, Afrodit’in, Artemis’in, Hakete’nin, Apollo’nun ayak izleri dar sokaklarında Antakya’nın. El Maklub- Asi- Orontes’in suyunu içmiş bu kent. Ondandır Asi ve aksi oluşumuz. Bundandır haksızlığa karşı işaret parmağımızı havaya kaldırıp itirazlarımızı sıralamamız. Kentin tarihi, süreklilik ve durağanlık arasındadır.” dedi.

 

AYRICALIKLIK KENT

Kentin Romalılardan bu yana ayrıcalıklı yanını sürdürdüğünü belirten Usluoğlu, “Kent büyük kültür merkezi olma özelliğini sürdürürken, ünlü Roma hatibi, Çiçerondan, İskender’e, Kral Selevkos’a, Libanus’tan, sabrın ve inzivanın sahibi Simon’dan, Davut El Antaki, Yusuf El Hakim, Arapların en büyük şairi Ebul Ala El Maari’ye ( Dantenin çalıp - üzerinde bir kaç değişiklik yaparak yayınladığı “ İlahi Komedya’nın” yazarıdır.) Zeki El Arsuzi, Muhammed Ali El Zerka, İbrahim Zeyfa, Vahip El Ğanim, Suphi Zahhur, George Cabbur, Hasan Zarka, Faiz İsmail, Ethem İsmail, Fevzi Bayaslı, Hanna Meyna, Suphi Verd, Nahli Verd, İskender Luka, Sıtkı İsmail, Zeki Kasım, Süleyman El İsa,  Edip Edip, Kigard Matustan, Cemil Meriç, Süleyman Okay, Ali Yüce, Yahya Kanbolat, Gasip İnal, Sabahattin Yalkın, Burhan Günel, Ayla Kutlu ve nicelerin memleketi” diye konuştu.

Panel, soruların cevaplanması ve ardından kemanda Ahmet Gültekin, gitarda Hüseyin Kayıkçı’nın katkılarıyla müzik dinletisiyle bitirildi. (Haber Merkezi)