Çiftçilikten geçimini sağlayan vatandaşlar için Mustafa Kemal Üniversitesi ile Antakya Ticaret ve Sanayi odası ile işbirliği yaparak toprak ve su analizi yaptıklarını belirten Yalçın, “Yine su altı yapıları ile alakalı, çok çalışmalar yaptık. Bu konuda bakanlığımızla görüşüyoruz. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile görüşüyoruz. Kadın kooperatifimizi kurduk. Tarımsal ürünlerimizi biraz daha yaygınlaştırmak istedik. Yine belediye olarak ipek böcekçiliğinin gelişmesi için 2 bin 500 adet dut ağacı ektik. Bunun yanına projelendirdiğimiz çalışmalarımız var.” dedi.

YATIRIMCILARIMIZI DAVET ETTİK

Tekno tarım sitesi kurduklarını ve bununda ilk olduğunu belirten Yalçın, “Belediyemize ait 70 dekarlık bir alanımız vardı. Bunu 10 parçaya böldük. Yatırımcılarımızı davet ettik. Tarımla alakalı iki seçenek sunduk yatırımcılara. Birincisi istihdama yönelik bir tarımsal proje olması lazım dedik, ikincisi de Teknolojiye yönelik tarımsal projeler olmasını yatırımcılarımızdan istedik. Teknolojiye yönelik tarımsal faaliyetlerde tam otomasyonlu topraksız çilek üretimi. Şu anda toprakta üretim gerçekleşiyor ama toprağı olmayan noktalarda da tam otomasyonlu serayla çilek üretecek pozisyondayız.”

İLK DEFA YAYLADAĞI’NA MEVSİMLİK İŞÇİ GELDİ

“Çileğin vatandaşlarımıza çok büyük katkısı oldu. Bu yıl ilçemizde 7 bin dekar alana çilek ekildi. Ortalama 14 bin ton ürün aldık. Bunun 9 bin tonu ihracata gitti. Yayladağı’nın ihracattaki payı 5 yıl önce sıfır lirayken, bugün 35 milyon dolarlık çilek ihracatı yaptık. Çilekleri ektiğimiz alanlarda su olan alanlar. Daha çok Yayladağı barajına yakın olan alanlarda çilek ekebiliyoruz. Ayrıca bu sene 7 bin kişiye istihdam sağlandı. Yayladağı tarihinde ilktir ki annelerimiz, teyzelerimiz mevsimlik işçi olarak komşu ilçelere ve illere giderlerdi. Bu dönem Yayladağı dışarıdan mevsimlik işçi aldı.” dedi.

ÖNEMLİ OLAN BİLİNÇLİ ÜRETİM

Çileği yetiştirmekten daha önemli şeyin üretilen çileği bilinçli bir şekilde yetiştirmek olduğunu belirten Başkan Yalçın, “Artık üreticilerimiz toprak ve su analizi yaptırarak çilek üretiyorlar.  Bu noktada çiftçilerimizi zorluyoruz. Çünkü bilinçsizce atılan bir gübreleme toprağın yapısını bozuyor, çoraklaştırıyor. Maliyetleri yükseliyor. Bunu önlemek için çiftçilerimize reçetelerini veriyoruz. Toprağın yapısına göre ne kadar gürse kullanmalı gerektiğini onlara bir reçete sunuyoruz. Düşük maliyetlerle kaliteli ürün elde ediyorlar. Yer altı sularını da kirletmiyorlar.”

ÇİLEĞİN YAN ÜRÜNLERİNİ DE ÜRETİYORUZ

“Bunun yanında ilçemizdeki eski cezaevi binasını DOĞAKA destekli projemizle çilek işleme merkezine çevirdik. Şu an dondurulmuş meyve tesisimiz hazır. Bu dönemde çalıştırdık. Burada stokladığımız ürünlerde var. Aldığımız çileği eksi 35 derecede şoklayarak hücre yapısını bozmadan bundan 5 ay sonra da çıkartsanız, aynı tazelikte tüketebilirsiniz. Avrupa’da yiyecekler ya mevsiminde revaçta, yada süper fireş ürünler. Bizde bu tesiste süper fireş ürün çıkartıyoruz. Bunuhla birlikte çileğin markalaşması için Kadın Kooperatifimizde çileğin kurusunu, çileğin cipsini, çileğin marmelatını, çileğin pestilini, çileğin sirkesi gibi tüm yan ürünleri de üretmiş oluyoruz.” diye konuştu. (Yaser ÇAPAROĞLU)