Çocuklarda görülen içe ve dışa basma şekil bozukluklarının çoğu gelişimsel bir sürecin bir parçası olduğu için 8 yaşa kadar kendiliğinden düzelebiliyor.
Ancak doğuştan gelen ya da halk arasında ‘esnek düztabanlık’ olarak adlandırılan bozukluklar, erken teşhis ve tedavi edilmezse ileri yaşlarda nasırlara, düztabanlığa, sportif faaliyetlerden mahrum kalmaya ve ayakkabı sorunlarına yol açabiliyor.
Çocukların büyük bir çoğunluğu 12 ay civarında yürümeye başlarlar. Ancak, daha önce ve sonra yürüyenler de azımsanamayacak kadar çoktur.
Çocuklar daha tutunarak yürümeye başladıklarında ebeveynler, genellikle çocuklarının içe yada dışa bastığını net olarak fark ederek ananevi alışkanlıklarla ayakkabı alma telaşına düşerler.
Halbuki bu süreçte öncelikli olarak yapılması gereken, aceleyle çocuğa ayakkabı almak yerine bir ortopedi uzmanına danışarak sorunun adını ve neden kaynaklandığı ortaya koymaktır.
GELİŞİMSEL SÜRECİN BİR PARÇASI
Çocuklarda görülen içe ya da dışa basma sorunlarının çoğu doğumsal bir problemden ziyade çocuğun gelişimsel sürecinin bir parçasıdırlar. Doğum sonrası dış etkenler ya da yapılanlar genellikle bu problemlerin tedavisi anlamında çok etkili değildirler.
Gelişim sürecinde hangi tip deformite (şekil bozukluğu) olursa olsun bir kez düzelme sağlandıktan sonra bu deformitenin tekrar nüksetmesi söz konusu değildir.
DOĞUMSAL ŞEKİL BOZUKLUĞUNDA TEDAVİ ŞART
Çocuklar birbirinden tamamen bağımsız 4 ana nedenden dolayı içe basarlar. Bunlardan biri, “metatarsus adduktus” olarak da adlandırılan ayak ön kısmının orta ayaktan itibaren içe doğru dönük olmasıdır.
Doğumsal bir şekil bozukluğudur. Erken bebeklik döneminde, daha bebek taburcu olmadan yapılan rutin ilk muayene esnasında çocuk doktoru tarafından fark edilir ve bebek bir pediatrik ortopediste yönlendirilir.
Şekil bozukluğu, esneklik derecesine bağlı olarak sadece basit germe egzersizleriyle kolayca düzelebildiği gibi, daha sert olgularda haftalık alçı uygulaması ve ortezler gerekebilir. İleri derecede sert olgularda ise cerrahi gereksinimi olur.
Tedavi edilmediği takdirde ileri yaşlarda başta kozmetik sorun olmak üzere nasırlar, ülserasyonlar ve ayakkabı sorunlarına yol açar. Özel yapım ayakkabıların yada yarım ters kalıp ayakkabıların işe yaradığı tek şekil bozukluğu tipi budur.
İKİNCİ TİP 8 YAŞA KADAR KENDİLİĞİNDEN DÜZELİYOR
İkinci tip içe basmada aslında ayak tamamen normaldir, bacak kalçadan itibaren tümüyle içe dönüktür. Bu problemin nedeni ‘femur boynu anteversiyon artışı’ olarak adlandırılan kalça kemiğinin öne dönme açısının olması gerekenden fazla olmasıdır.
Temel bir problem değil, gelişimsel bir süreçtir. 8-10 yaşlarına dek kendiliğinden düzelir. Çok nadiren cerrahi düzeltme ameliyatı gerektirebilir. Bu olgularda temel sorun estetikten ziyade, derecesine bağlı olarak ileri yaşlarda ortaya çıkan diz sorunlarıdır. Bu sorunu olan çocukların W şeklinde oturması engellenmelidir.
EN SIK GÖRÜLEN SORUN ESNEK DÜZTABANLIK
Üçüncü ve en sık görülen içe ya da dışa basma tipinde ise ayak iç tarafındaki kavis yoktur. Arkadan bakıldığında topukta dışa doğru bir açılanma görülür. Hatta bazen topuğun dış kısmı havaya kalkar. Halk arasında “esnek düztabanlık” olarak bilinen bu durum oldukça yaygın görülmektedir.
Çocuklarda cilt altı yağ dokusu fazla olduğu için 2 yaşına kadar her çocuğun ayağı düztaban izlenimi verir. Ancak, çocuğa erken dönemde sert tabanlı ayakkabı giydirilmesi, ayak kavislerinin fizyolojik gelişimini engelleyerek düztabanlığın oluşmasını kolaylaştırır.
AĞRI YA DA YORULMAYA YOL AÇABİLİYOR
Geçmiş dönemlerde bu ayaklarda ortopedik botlar, tabanlıklar, bir takım ayak kavisini destekleyen aparatlar kullanılırken günümüz tıbbında bunların tedavi etme anlamında bir faydası olmadığı ispatlanmıştır.Ayak doğal gelişim sürecine bırakıldığında bunların önemli bir kısmı kendiliğinden düzelmektedir. Ciddi derecedeki esnek düztabanlık deformiteleri, 6-7 yaş civarında uygulanabilen bir cerrahi müdahaleyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
İçe yada dışa basan çocuklarda ağrı ve çabuk yorulmaya yol açan tek deformite tipi esnek düztabanlıktır. Bu çocuklar genellikle sportif faaliyetlerde başarılı olamazlar ve bu durum çocukların psikolojik gelişimi üzerinde negatif etki yapabilir. Bundan dolayı bu çocukların yüzme gibi sporlara yönlendirilmesi akıllıca olacaktır.
PARANTEZ BACAKLAR GELİŞİM SÜRECİNDE İYİLEŞİYOR
Dördüncü tip içe basmada ise halk arasında ‘parantez bacak’ olarak bilinen ‘O-Bain deformitesi’ ile ‘internal tibial torsiyon’ adı verilen kaval kemiğinin içe dönüklüğü bir arada görülür.
Doğal gelişim süreci içerisinde spontan iyileşme oranı oldukça yüksek olup yaklaşık 5-6 yaşına kadar tam düzelme beklenir. Düzelme olmayan nadir olgularda 7-8 yaş gibi cerrahi düzeltme ile dramatik başarılı sonuçlar alınmaktadır.
ÇARPIK AYAKLI BEBEĞE HAFTALIK ALÇI UYGULANIYOR
Doğuştan çarpık ayak yada tıbbi adıyla ‘pes ekinovarus’ olarak adlandırılan durumda ise çocuk ayak dış kısmına basarak yürür.
Bu olguların mutlak tedavi edilmeleri gerekir. Dünya üzerinde yaygın olarak kullanılan ve “Ponseti yöntemi” olarak adlandırılan yöntemle bebeğe haftalık alçı değişimi uygulanmakta ve yaklaşık yüzde 96 oranında başarılı sonuç almak mümkündür.
SÜT ÇOCUKLUĞU DÖNEMİNDE AYAKKABI GİYMESİN
Yeni doğan ve süt çocukluğu döneminde çocukların ayakkabıya ihtiyaçları yoktur. Sadece soğuktan korunmalarını sağlamak amacıyla patik yada çorap giydirilebilir. Dış ortama çıkarken aile illa ki ayakkabı giydirmek istiyorsa, yumuşak ve yuvarlak hatları olan ayakkabılar tercih edilmelidir.
Çocuklar daha tutunarak yürümeye başladıklarında anne-babalar ayakkabı alma telaşı ve heyecanını yaşamaya başlarlar. Çünkü bu, hayattaki en değerli varlıkları olan çocuklarına alacakları ilk ayakkabıdır ve bu konuda yanlış yapmaktan çekinirler.
Aslında çocukların yürümeye yeni başladıkları dönemde de ayakkabı ihtiyaçları yoktur. Çıplak ayak yada çorapla yürümelerine izin verilmelidir. Böylece hem ayakların normal büyümeleri ve sağlıklı kas gelişimi; hem de parmakların kavrama yeteneklerinde gelişme sağlanır.
YENİ YÜRÜYEN ÇOCUĞA ESNEK TABANLI AYAKKABI SEÇİN
Özellikle 2 yaşına kadar çocuğun evde çıplak ayakla yürümesi sağlanmalıdır. Çocuklar ilerleyen yaşlarda daha aktif hale geldikçe ve ayakları geliştikçe, ayakkabı ihtiyacı belirginleşir.
Ayakkabının önemi bu aşamadan sonra ortaya çıkar. Sadece ekonomik olduğu gerekçesiyle rastgele alınan ayakkabılar çocuğun ayak sağlığını ve gelişimini olumsuz yönde etkiler.
Uygun ayakkabı için temel kriter ayağa uygunluk olsa da, ayakkabı seçiminde fonksiyonu da göz önünde tutulmalıdır. Çocuklar aktif varlıklardır ve çocuğun aktivitelerinde kısıtlamaya yol açmayacak uygun ayakkabılar giydirilmelidir.
Yürümeye yeni başlayan çocukların ayakları gelişme sürecinde olduğu için, kauçuk yada plastik materyalden yapılmış yarı esnek tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir.
ÇOCUKLARDA AYAKKABI SEÇİMİNDE BUNLARA DİKKAT!
Denemeden Almayın
Çocuğunuz yanınızda olmadan ayakkabı almayın. Çocuğunuzun ayak ölçüsüne güvenmek yerine, uygun ayakkabıyı bulmak için deneme yanılma yöntemini tercih etmelisiniz.
Zamanla Açılmaz
Aldığınız ayakkabı için asla ‘zamanla açılır’ şeklinde bir düşünceniz olmasın, ayakkabınız daha ilk alındığı anda rahat olmalıdır.
Öğleden Sonra Alın
Çocuğunuzun ayakkabı alışverişini sabah saatlerinde değil, öğleden sonra yapın. Çünkü gün içerisinde çocukların ayaklarında tıpkı büyüklerde olduğu gibi hafif bir şişme olur. Bu yüzden ayakkabı alışverişi öğleden sonra yapılmalıdır.
Ayakta Bastırın
Çocuğunuzun ayakkabısını ayakta bastırarak deneyin. Çocuğunuzun son giydiği ayakkabı numarası, yeni alacağınız ayakkabı için kesinlikle referans olarak alınmamalı. Çünkü çocuk ayakları, büyüme esnasında çok değişkenlik gösterebilir.
Büyük Ayağı Baz Alın
Ayrıca, her iki ayağın ölçüleri birbirinden farklı olabilir (çoğunlukla ayağın biri diğerinden büyüktür), denemenizi büyük olan ayağa göre yapınız.
Çorapla Denetin
Ayakkabıyı denerken o ayakkabı ile birlikte giydirmeyi düşündüğünüz çorap ile deneyin (kışın kışlık çorap, yazın yazlık çorap).
Bot Tipini Tercih Edin
Çocuğunuza ayakkabı alırken tercihiniz bot tipi olsun. Botların ayak bileğini daha iyi kavrayacağı düşünülürse, tercihinizi bottan yana kullanmak daha uygun olacaktır.
Esnek Tabanlı Olsun
Tabanı yarı yumuşak ve esnek, tercihen de bağcıklı olmalı. 1 cm boşluk yeterli: Ayak ucunda parmaklar rahat hareket edecek şekilde bir miktar boşluk (1cm’e yakın) kalmalıdır.
Yanlardan Sıkmasın
Tarak kısmının genişliği çocuğun ayağına uygun olmalı, yanlardan ayağı sıkmamalıdır.
Hafif Olsun
Ayrıca ayakkabıların hafif olması çocukların yürürken daha az enerji harcamalarını sağlar.
Topuksuz Seçin
Topuk kısmı alçak olmalı. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda ayakkabının topuklu olmasına gerek yoktur, üstelik topuksuz ayakkabı yürüyüşlerini kolaylaştıracaktır. Daha büyük çocuklarda da topuk yüksekliği 1.5-2 cm’yi geçmemelidir.
Ayağa Baskı Yapmamalı
Ayrıca ayakkabının topuğu saran kısmı topuğu destekleyecek şekilde sert ve ön kısmının ise ayağın büküldüğü yerden rahatça bükülmesine izin verecek şekilde yumuşak olmasına dikkat ediniz. Ayak bileğini saran kısmı, ayak bileği hareketini engellemeyecek şekilde yumuşak olmalıdır.
AYAKKABI MALZEMESİNİ DOĞRU SEÇİN
Doğal Deriden Şaşmayın
En ideali doğal deridir. Derinin gözenekli yapısı, ayağın teneffüs etmesini sağlar. Esneme kabiliyeti vardır ve ayak için en uygun şekli kolayca alabilir.
Plastikten Uzak Durun
Ayakkabıların üst kaplamaları için plastik gibi yapay maddelerden kaçınılmalı.
Kaymayan Taban Olsun
Ayakkabının tabanı kaymalara karşı dayanıklı bir malzemeden olmalı.
Mantar Tabanlık Almayın
Çocuk ayakkabılarında sıklıkla kullanılan destekleyici mantar tabanlıklardan uzak durulmalı.
AYAK SAĞLIĞI İÇİN AYAKKABI TEMİZLİĞİNE ÖZEN GÖSTERİN
Temiz tutun ömrünü uzatın: Ayakkabıların temiz tutulması, hem ayakkabının ömrünü uzatır hem de çocuğunuzun ayak sağlığına yardımcı olur.
İki Gün Arayla Giydirin
Ekonomik durumunuz elveriyorsa, mümkünse bir gün giydirilen ayakkabı ikinci gün giydirilmeyerek ayakkabının nefes alması sağlanmalı.
Tabanlarını Koruyun
Ayakkabının topuk ve taban kısımlarının fazla aşınmasına izin verilmemeli. Çünkü bu, basış bozukluğu sonucu birtakım deformasyonlara neden olabilir.
Kullanılmış Ayakkabı Asla!
Başkasının kullanmış olduğu ayakkabılar asla giydirilmemeli. Çoğu zaman büyük kardeşlerinden kalan yıpranmamış ayakkabılar küçük çocuklara giydirilir. Ancak her çocuğun ayak ve basış karakterinin kendine özel olduğunun unutulmaması gerekir.