Ezilme, sıkışma anlamlarına gelen crush kelimesinden esinlenerek türetilen crush sendromu adından da anlaşılabileceği gibi ezilme ile sonuçlanan yaralanmalar sonucunda meydana gelmektedir.

Ezilme sonucu oluşan yaralanmalara örnek verecek olursak; yıkımla sonuçlanan şiddetli bir depremin ardından göçük altında kalanlar, trafik kazası geçirenler, maden kazası geçirenler, ya da bir darbe sonucu ezilmeye maruz kalanlarda crush sendromu yani ezilme sendromu ile karşılaşılabilir.

Uzun süre bir yerde hareketsiz bir şekilde, sıkışıp kalan insanların kasları baskıya daha fazla dayanamaz ve zarar görür. Ancak bu durum yalnızca kaslara zarar vermez. Zaman içerisinde gitgide kötüleşerek böbrek, kalp ve solunum yetmezliğine de sebep olur.

İlk başta kişinin kalbi sanki sıkışan ve ezilen bölgesinde atıyormuş gibidir. Ancak zamanla bu his daha çok uyuşukluk hissine dönüşür ve kişi ezilen bölgesini hissedememeye başlar.

Nabız yavaşlar ve halsizlik oluşur. İlerleyen süreçte ezilen bölgedeki doku proteinleri kana karışarak, kalbe pompalanan kanın kirlenmesine yol açar. Ancak en çok zarar gören organ böbrektir ve müdahalede geç kalınırsa böbrek yetmezliğine yol açabilir.

CRUSH SENDROMU NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Crush sendromuna başlangıç seviyesindeyken müdahale edilirse çok daha kolay iyileşecektir. Geçen her dakika sendromun ciddiyetini artırır. İlk müdahale olarak tıbbi sıvı desteği yapılması gerekmektedir.

Daha sonra gerek duyulursa, ilaç tedavisine başvurulur ve hastadan alınan kan hemodiyaliz makinesinden geçirilerek metabolik artıklardan temizlenir ve yeniden hastaya verilir.

Eğer müdahalede çok geç kalınırsa kişinin böbrekleri hasar göreceği için, ömür boyu diyalize girmesi hatta çok daha kötüsü diyaliz makinesine bağlı bir hayat sürmesi gerekebilir. O yüzden kişi çok geç olmadan kurtarılmalıdır. 

Başlangıç seviyesini geçmiş hastalarda cerrahi müdahale gerekli hale gelir. Bası altında kalıp sıkışan dokuların kanlanmasının sağlanabilmesi için o bölge açılır. Sonrasında uzun sürecek rehabilitasyon süreci yapılacaktır.