Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Hem kendinizden hem de çevrenizden kopuyor, sıklıkla gerçek dünyadan uzaklaştığınızı düşünüyorsanız, olay ve durumlara karşı duyarsız kalıyorsanız Derealizasyon ile karşı karşıya olabilirsiniz.
Derealizasyon, bireyin içinde bulunduğu gerçek dünyanında dışına çıkıp kendi benliğinden ve çevresinden uzaklaştığı, koptuğu bir bozukluktur. Bu bozukluk aynı zamanda duyarsızlaşma olarak da ifade edilebilir.
Birey hem kendisinden hem de çevresinden kopmakta olup çevresinde ki insan ve nesneleri gerçek dışı algılar. Bu algı bozukluğu, kişinin gerçek dünyadan uzaklaşmasına neden olur. Bazı bireylerde uzun süreler halinde devam eden bu durum, bazı kişilerde ise geçici bir süreç olarak yaşanabilmektedir.
Tetikleyen sebepler nelerdir ?
Sıklıkla karşılaşılan tablo şiddetli stres veya travmatik bir deneyim gibi psikolojik koşullara bağlı olarak meydana gelir. Genetik olabileceği gibi sıklıkla çocukluk deneyimleri, ilaç ve madde kullanımı gibi durumlarda da yaşanabilir. Sıklıkla genç yaşta görülmekte olup günlük yaşamın yoğun stresinden ortaya çıkabilmektedir. Diğer sebepler arasında fiziksel ya da cinsel istismar, aile içi şiddet, sevilen birinin ani kaybı sıralanabilir.
Belirtileri nelerdir ?
Ön planda olan belirtiler zaman algısında sorunlar yaşanması ve kendi benliğinden uzaklaşmış olma hissidir. Bunların yanı sıra insanlar ve çevre ile kendi arasında duvar olduğu düşüncesi, duygusal uyuşukluk, duyarsızlık, yoğun üzüntü ve endişe hali sıralanabilir.
Özellikle 16 - 25 yaş aralığında yaygın olarak görülmektedir.
Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız,'' Geç çocukluk ve erken yetişkinlik döneminde başlayarak bazı test ve seanslar sonucunda teşhis edilebilir. Öncelikle bir hekim tarafından fiziksel nedenler araştırılmalı, sonrasında ise psikiyatrik değerlendirme yapılmalıdır. Psikoterapi, bu süreçte oldukça etkin yöntemlerden biridir. Dolayısıyla bir psikolog ile görüşmek ve destek almak doğru bir seçenek olacaktır.'' dedi.