CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, İskenderun Limak Port’ta yapılan canlı hayvan sevkiyatına ve Et ve Süt Kurumunun 2024-2028 Stratejik planındaki maddelere dair yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
Canlı hayvan sevkiyatının, 2017 yılından beri İskenderun’da halk sağlığı ve çevre kirliliği sorununa yol açtığını vurgulayan CHP’li Yıldırım Kara, “21 Temmuz Pazar günü, İskenderun’da çeşitli STK'lar ve meslek odalarından arkadaşlarımızla bir araya gelerek, 2017'den bu yana devam eden canlı hayvan sevkiyatlarına karşı çıktık. Bu sevkiyatların çevre ve halk sağlığına zararlarının yanı sıra yerel üreticilere ve ülke hayvancılığına da ciddi olumsuz etkileri olduğunu bir kez daha vurguladık.
Et En "Ucuz" Haliyle 500 Lira
Yıllardır uygulanan yanlış hayvancılık politikaları nedeniyle et fiyatlarının artmasına çözüm olarak ithal eti savunanlar yüzünden şimdi hep birlikte çevre sorunları ve zarar görmüş hayvancılık sektörüyle baş başa kaldık. Et fiyatları düşsün diye serbest bırakılan ve birçok çevre sorununa yol açan canlı hayvan sevkiyatları neye mal oldu? Ucuz olsun diye ithal edilen et, en "ucuz" haliyle 500 liraya geliyor. Yurttaşlarımız sofralarına et alabiliyor mu?
Yerli üretimi, halk ve çevre sağlığını olumsuz etkileyen ve hayvancılık faaliyetlerimize zarar veren canlı hayvan ve hayvansal ürün ithalatının sonlandırılması gerektiğini iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz.” dedi.
BÜTÇENİZİ YURTTAŞIN SOFRASINA ET KOYMAK İÇİN HARCAYIN
Et fiyatlarının ithalat ile çözülmediğinin altını çizen Yıldırım Kara, Et ve Süt Kurumunun 5 yıllık planındaki harcama kalemlerinin talihsizliğine dikkat çekti, “Et fiyatları, on yılı aşkın süredir durdurulamaz bir artış gösteriyor. 2010 yılında patlak veren et krizi, Türkiye'yi canlı hayvan ve et ithalatına yönlendirdi. Ancak ithal et, yükselen fiyatları dengelemede yetersiz kaldı.
Buna rağmen, Et ve Süt Kurumu'nun 2024-2028 Stratejik Planı kapsamında hazırlanan, toplam maliyeti 193 milyon TL'yi bulan beş yıllık planda, "Koyun, kuzu eti üretim ve tüketimini teşvik edecek tanıtım faaliyetleri" adı altında oldukça talihsiz bir harcama öngörülmüş. Kuzu etinin kokusuyla ilgili önyargıları ortadan kaldırmak için çaba gösterdiğini iddia edenlere soruyoruz: Yurttaşların eti kokusundan değil, satın alma gücü olmadığı için tüketemediklerini ne zaman anlayacaksınız?
İktidar, mevcut durumu doğru değerlendirememiş olacak ki et tüketimini teşvik etmek için bütçe ayırıyor. Halkın, et tüketimini artırmak için değil, ete daha kolay erişebilir olması için yapılan çalışmalara ihtiyacı var. Kaynaklarınızı kendinize çıkar sağlayacak kampanyalara değil, yurttaşın sofrasına et getirecek somut adımlara yönlendirin.” dedi.