Sevgili okurlarım,
Yurdun her yerinde bu ve benzeri tepkiler gösterip, düşüncelerini cümlelere döken o kadar vatandaşlarımız oldu ki, bu tepkiler, etnik ayrımdan nemalananlara da kırmızı kart olmuştur..!!
*
İtikaden, Allah Resulü Hz. Muhammed'e ve ailesine (Ehlibeyt'ne) muhabbetle bağlanmış olanların Alevilikle anılışı, kusur, eksiklik, eziklik değil, bilakis Hakka yönelmek inancıyla Allah Resulü Hz. Muhammed'e ve ailesine muhabbetle bağlanmış olmaktır...
Yani ELİNE, DİLİNE, BELİNE sahip olarak yaşamayı düstur edinmektir...
*
Bu günkü yorumumu, bir dostun göndermiş olduğu, Aleviliğe ve Alevilere dair bir anekdotu, düzeltilmiş haliyle paylaşarak devam edeceğim...
ALEVİLİK VE ALEVİ YOK SAYILDIĞINDA...
* Türkiye yarım kalır...
* Yüreklere dokunan ve hislere tercüman olan saz olmazdı.. Kapı gıcırtısı ile söylersin türkünü...
* Osmanlı var ya, hah işte o Osmanlı da varlığını bizatihi Aleviler’e borçludur..
* Alevilik ve Alevi olmasaydı, Alevi şeyhi Edebali’nin kızı, Osman Gazi’nin eşi, Orhan Gazi’nin annesi olan ve en büyük Osmanlı anası diye bilinen Malhun Sultan da olmazdı. .!!
* Alevilik ve Alevi olmasaydı, Ahi Evran’ın kurduğu Ahilik sisteminin sanat, ticaret, üretim, sosyo-ekonomik alanda Osmanlı'nın büyüme dönemi gerçekleşmezdi?!
* Osmanlı’yı Osmanlı yapan yeniçerilerin Bektaşi olduğunu, askeri düzenin bunlar sayesinde sağlandığını, 94’üncü Alay’da “mürşit” olarak bir Alevi babasının oturduğunu, yeni Bektaşi Babasının vefatı halinde Hacıbektaş’tan seçilip gönderildiğini okuyamazdınız..!!
* Yani Alevilik, balda ki çiçek özü gibidir... Balı onsuz tadamazdınız:))
* Aleviliği ve Alevileri incitirseniz, kilimdeki renk solar… Kemal Sunal ile kahkahalar atamazdınız, Yılmaz Güney ile direnmişliğiniz olmazdı..!
* Aleviliği ve Alevileri başkası gözüyle gördüğünüzde, Anadolu'yu, Pir Sultan’sız, Yunus’suz, Tapbuk'suz, Fuzuli’yi, Kul Himmet’i, Aşık Veysel’i, Aşık Davut Sulari'siz Aşık Daimi'siz, Mahsuni Şerif'siz, , Muhlis Akarsu'suz bırakırdınız...!
* Alevi Neyzen Tevfik'ten,:
"Be soysuz, namaza durduğun yönün Kıble olduğunu bilirsin de...
Secdede alnını koyduğun toprağın vatan olduğunu neden bilmezsin..?!" dizesini duyamazdınız..!!.
*
Sevgili okurlarım,
Aleviliğe ve Alevilere yönelik olarak bizzat tarafı olarak yaşadığım bir hakikatin cevabını birlikte arayalım:
Alevi baba ve anneden dünyaya gelip, 70'ini çoktan deviren sade bir vatandaş, yarım asırlık gazeteci ve eğitimciyim... Biri kız, diğeri erkek iki çocuk babasıyım...
Kızımı Sünni İslam inancına tabi bir ailenin oğluna verdim... Oğlumu ise bir başka Sünni ailenin kızıyla evlendirdim.. Şu anda sevgileri sınırsız dört torunum oldu...
Alevilere önyargılı ve marazi bakan suiniyet unsurlarına soruyorum:
"Bu saatten sonra, yani dört torunu akrabalar olarak iki Sünni ve bir Alevi ailenin ayrışması mümkün müdür?!"
Değilse, uzayın parsellendiği günümüz penceresinde halen ortaçağ kafasıyla bakılarak yaratılan bu tefrika, bu ayrıştırıcılık da neyin nesidir..?!
*
Netice olarak yaptığım bu hatırlatmaları ve "turnusol göndermeleri", aldatma ve istismar yöntemiyle milletin 20 yılını çalan "EYYAMCI ZÜBÜKLERE" gönderiyor, onları aldatılan milletim adına lanetliyorum :))?!
Ben Alevi sen de Sünni olmakla
Kıyamet mi kopar insan kalmakla
Beni küçümsersin, söyle ne hakla
Ne deyim, ciğerin kor olsun emi
Sirkenin keskini, küpüne zarar
Fesattan beslenen fitnelik arar
Her kim ki, insana pusular kurar
Tuzaklar, düştüğü yer olsun emi