ATATÜRK TÜRKİYE'Sİ "FAİLİ MEÇHULLER ÜLKESİ" OLMAMALI..!!

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :27.01.2023 09:07

Sevgili okurlarım,

Sınırlı fani ömrümün 75'ini tüketmiş bir birey olarak söylemem gerekirse, hiç de iç açıcı şeylerin olduğunu söyleyemem..!!

Bilhassa da, takriben şu son çeyrek yüz yıl içerisinde..?!

Hiç de kolay yetişmeyen nice değerli aydınlarımızı,  ihanetin, dalaletin, gafletin, hatta hıyanetin kör kurşunları, teker teker bizden kopardı..!! Millet ve devlet olarak, koruyamadık..!!

... Ve adına "faili meçhul ölümler" deyip geçildi..?! Zira bu "faili meçhul ölümlerin" aydınlatılmasını istemeyenler, en büyük engel teşkil ettiler...!

Aradan bunca zamanın geçmesi neticesinde, bir çoğu zaman aşımına uğratılarak, raflara kaldırıldı..?!

Ama ateşlerin düştüğü yerler, halen ilk günkü gibi yangın yeri..!! Ateş düştüğü yer küllenmiş değil..!!

Devirdiğimiz yakın çeyrek asrın siciline baktığımızda, unutamadıklarımızdan kimler geldi, kimler göçtü..!!??

.. Ve hüzünlü, sitemkar bakışlarla; "VURULDUK EY HALKIM, UNUTMAYIN BİZİ..!!" diyen nice canları, kahpe kurşunlara ve suikastlere karşı koruyamadık..!!

İşte o koyu karanlığın gizlediği aydınlık yüzlü değerlerimiz:

* 1993 yılının başı.

Uğur Mumcu, zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan randevu istiyor. Çok önemli bir konuyu paylaşmak istediğini söylüyor ve randevuyu alıyor..

Mumcu'la görüşen Turgut Özal, konunun önemini anlıyor ve yanına en güvendiği insan Adnan Kahveci ve Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlisi çağırıyor. O gün  nelerin konuşuldu, ne kararlar alındı, bilmiyoruz..!?

14 gün geçiyor 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu, arabasına konan bomba ile katlediliyor..!!!!

Bu vahim ve korkunç olaydan, 12 gün sonra  nadir yetişen değerlerimizden, Adnan Kahveci'yi, şüpheli bir trafik kazasıyla yaşamından koparılıyor..?!

* Adeta otomatiğe bağlarcasına (?!) merhum Adnan Kahveci'nin, şüpheli ölümünün ardından 12 gün geçmişti ki, 17 Şubat 1993’te Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa'yı, şüpheli uçak kazası ile kaybediyoruz ..!

* 17 Nisan 1993’te, kaldırıldığı hastanede bir başka şüpheli ölümle Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı kaybediyoruz...!!!!

*Aynı şekilde, 36 gün geçiyor 24 Mayıs 1993’te PKK tarihinin en büyük katliamını yapıyor, Sevkedilen silahsız 33 askerimizi şehit veriyoruz..!!!!

* Aynı kahpe kurşunların ve acımasız suikastlerin bizden kopardıklarından, Bahriye Üçok'ların, Muammer Aksoyların, Ahmet Taner Kışlalıların, Necip Hablemitoğlularının şehit edilmesi tesadüf olabilir mi?!

Gelelim günümüze...

* Seçim sathı mahalline girdiğimiz şu günlerde, "faili meçhuller dosyasına" konulmak istenen bir cinayet daha işleniyor..!! Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile 30 Aralık'ta Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğruyorlar..! Bu saldırıda Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyelerinden  ve Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanlarından Doçent Doktor Sinan Ateş'i kahpe kurşun, yuvasından ve sevdiklerinden koparılıyor..!!

Sevgili okurlarım,

Tekrar ifade etmek gerekirse; bu ölümlerin hepsi bir tesadüf olabilir mi ? Asla olamaz..!!

Zira, bu hakikatlere, yıllar önce vurgu yapan ve işaret edip, devlet ricalini önlem alınması noktasında bilgilendiren, basın ve demokrasi şehidimiz Uğur Mumcu'nun çok şeyler söylemiş olduğu, her geçen gün daha  da belirginleşmekte..!!

Hülasa, diyeceğim şu ki, sosyal, hukuk devletinden beklenenleri, ortaya koymalı ve

"Faili meçhul" dosyalarını "zaman aşımı" kapsamı dışında tutup, aydınlatılması noktasında yoğunlaşmalıdır..!! NOKTA..!!