Sevgili okurlarım;
Bir dost grubundan gönderilen ve bir öğrencinin farklı bir bakışla yazıp okul "duvar gazetesi" ne koyduğu oldukça manidar yazıyı okuduğumda; o öğrenciyi alnından öpme arzusuyla birlikte, her fırsatta Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve kahraman silah arkadaşlarına, salyalarından ihanet saçılan gafillerin, dalalet düşkünü zelillerin, din istismarcısı ve örümcek kafalı yobaz güruhunun da yüzüne, ağzımda biriktirdiğim tükürüğümü, "ŞAPPADAK!" tükürmek istedim:))?!
Öğrencinin manidar yazısını bir kaç kez okuyup, ziyadesiyle etkilenmiş olmalıyım ki; siz değerli okurlarımızla da paylaşma ihtiyacı duydum.
Vigülüne dokunmadan aynen naklediyorum:
"İKİ KADEH RAKI"
Bu ülkede yasayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan:
ATATÜRK...
Gençliğinde kot pantolon giyememiş... Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basarken, ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş....
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş...
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacaklarını da cep telefonundan öğrenememiş..!
Atatürk için üzülüyorum..! Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden ve İsmet Paşa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası dahi isteyememiş..!
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur da atamamış..!
Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamamış olan Atatürk'e acıyorum..!
Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel ve sonra kendi değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir..!
Aaaah! Ah!..
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp şöyle bir Emirgan turu çekmek dururken...
Bunları yapamamış olan Atatürk..!
O Atatürk ki;
Keyif çatmadı... Yan gelip yatmadı...
Vatan topraklarını satmadı...
Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
İŞTE ONUN İÇİNDİR Kİ, BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK!
HER FIRSAT ELİNDE VARDI. O İSE SADECE BU MİLLETİN BAGIMSIZLIĞINI İSTEDİ...
BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI İÇMEKTİ O KADAR....
*
İşte böyle sevgili okurlarım;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün; bu ülkeyi gençliğe emanet edişinde ki isabete bakar mısınız..?!
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinde, vermek istediği mesajın gençlik tarafından içselleştirilmiş olduğunun, bundan daha net, daha kararlı ve daha inançlı ispatı olabilir mi..!!
ATATÜRK GENÇLİĞİ, "Ne Mutlu Türk'üm" ilkesiyle, bu ruhu ve bu anlayışı muhafaza edip yaşattığı sürece, umutsuz olmak ne mümkün..!!
"YAŞA, VAR OL ATATÜRK GENÇLİĞİ..!" diyerek, yine sözü dizelere bırakalım:
*
Seni anlamayan gaflet güruhu
Kendi salyasında boğulacaktır
Seninle büyüttük ATAM bu ruhu
Gençliğin hep oldu, hep olacaktır
Aziz Atam, size saldıran bağnaz
"İki ayyaş" demiş, dinci düzenbaz
Bunlar ki, toplumda olsa da maraz
Tamamına neşter vurulacaktır