Sevgili okurlarım;
“Bilmiyorsan sus ki, seni âlim sansınlar…. Yersiz konuşmak gümüşse, susmak altındır… Akıldan, izandan ve irfandan azade söylenmiş sözler (?!) laf-ı güzaftır…” benzeri özdeyişlere; geleceğe öğütler de diyebilirsiniz…
Öyle ki; her ne zaman olursa olsun; kurulacak cümlelerde; virgülün dahi ne denli önemli olduğu asla yadsınamaz!..
Virgül; demişken, zihnimde bir başka özdeyiş çağrışım yapıverdi: İşte virgülün gücünü ortaya koyan bir darb-ı mesel:
“OKU (,) BABAN GİBİ EŞEK OLMA….
OKU BABAN GİBİ (,) EŞEK OLMA…”
***
Sevgili Okurlarım;
“Hayatı yaşarken; “BELKİLERİN… KEŞKELERİN, AMAN CANIM BOŞVERLERİN ve KİM, NE ANLARSA ANLASINLARIN” şimdiye değin isabet kaydettiğini gören olmamıştır.. Zira; belirsizlik, pişmanlık ve yersizlik çağrıştıran bu kelimeler daima ömrün zarar hanesine yazılmıştır..!
***
Bilhassa bu hususta; ülke yönetenlerin, yönetmeye talip olanların ve kendilerini toplumun önünde görenlerin; ağızlarında her çıkacak heceyi izan imbiğinden süzmeleri ve azami özeni göstermeleri esastır….
Bu tespiti dikkate alarak; “günümüzde en tepedekilerden rabıtasız bir şekilde davranıp, sabah akşam, yerli yersiz ve tartısız cümle kuranlara” bir sözümüz olmalı..! Toplum ve bireyler olarak; bizi yönetenlere veya yönetmeye talip olanlar için; “talihsiz tek hece dahi sarf etmezler, empatiyi esas alarak cümle kurarlar” diyebilseydim:)) Diyemiyoruz ne yazık ki..!!
Fazla geriye gitmemize gerek yok; İşte size, daha birkaç gün önce, saray atamalı olan Hiçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ arasında, medya aracılığı ile geçen ve ziyadesiyle rahatsız edici, seviyesiz kapışmanın mealen yansıması:
TGRT moderatörünün konuğu olan Soylu’dan Özdağ’a;
“Soros çocuğu, istihbarat çocuğu, hayvandan da aşağı birisi vs.” sözler…
Medya aracılığı ile ve ertesi gün bizzat İçişleri Bakanlığı önünde Özdağ’ın Soylu’ya cevabı: “Çık karşıma, Sorosun, Fetö’nün ve istihbaratın çocuğunun kim olduğunu ortaya koyalım… Er geç karşılaşacağız.! Bu görevi bıraktığında tutuklanacaksın..! “ mealinde sözler…
Seviyeyi görüyor musunuz..?! Dinleyip de rahatsızlık duymamak ne mümkün..!!
Millet geçim derdinde… !
Millet iş ve aş derdinde…!
Açlık ve yoksulluk, üretimsizlik, öngörüsüzlük milleti isyan noktasına getirmiş..! Şunların düştüğü hallere bir bakar mısınız?!
EDEP YAHU..! AYIPTIR, YAZIKTIR, GÜNAHTIR VE ARSIZLIKTIR..!
***
Bir başka talihsiz ve tartısız açıklama daha…
Tamı tamına bir yıl önceydi…
AKP Şahsım İktidarının Başkanı Erdoğan’a; “BAYRAM SÜRESİNCE NEREDE OLACAKLARINI” soran gazetecilere aynen şöyle der;
“EN KÖTÜ İHTİMALLE TÜRKİYE’DEYİM?!” Başını, ortasın ve sonunu hesaplamaksızın kurduğu bu “gaforizma” cümleyle Erdoğan’ın; Türkiye’de olmayı; en kötü ihtimalleri (?!) arasında değerlendirmesine ne dersiniz..?!
Sizleri bilemem ama ben buna da “imbiksiz ifade” diyorum…?!
***
Aynı Erdoğan’ın; bir zamanlar Meclis Grup konuşmasında;
“yurdu işgalcilerden kurtarıp, yepyeni cumhuriyeti kurup ulusu bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşturan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’yü kastederek; “İKİ AYYAŞ” diyebilmiş olmasına ise bir diğer talihsizlik ve bir diğer ahde vefasızlık demekten başka şey aklıma gelmiyor..!!
***
Sevgili okurlarım;
Her kim veya kimler tarafından söylenmiş olursa olsun; yamuk karpuzdan düzgün dilim çıkmayacağı gibi; tartısız, ölçüsüz ve empatisiz söylenmiş sözlerden de barış, hoşgörü sevgi, güven, birlik ve beraberlik aranmaz.!!
Erdoğan’ın ve müştemilatı görünen (?!) Bahçeli’nin; muhalefet yapanlara, “pislik, çöplük, çamur, cibilliyetsizler, kifayetsizler, tezekler, alçaklar, Fetöcüler, PKK’cılar, hainler, işbirlikçiler, şeref yoksunları v.s:” şeklinde haksız, yersiz, incitici, kırıcı ve yakışıksız sözleri unutulabilir mi?!
Dış dünyada kabul görmek için; içerde de millet tarafından inanılmış, güvenilmiş olmak gerekmez mi?! Bu hususta az mı yazdık, çizdik; az mı dikkat çekip, uyarmadık..?!
Hülasa; “BAZEN SUSMANIZ GEREKTİĞİNDE KONUŞMAMANIN; SUSMAMANIZ GEREKEN HALLERDE CESARETLE VE KARARLILIKLA KONUŞMANIN” önemini ve manasını unutmamak gerekir..!!
Aksi halde; bariz hataların tarafı olanlar, yıktıklarının altında; oluşturdukları karanlıklarda kaybolup gitmeye mahkûmdurlar… Bilhassa sözüm; Laikliğe, hukuka, demokrasiye karşı bayrak açan ve bu hususta ihanetin kallavisini tekrarlayan yarasa kılıklı güruhadır:))!!.. NOKTA!!!
***
Ayna karşısında aslan kesilen
Bizim kedi, karşı köyde miyavsız
Burda “tırmalayan”; orda ezilen
Bizim kedi, karşı köyde miyavsız
***
Yeri gelir; “konuş!” dersin lal olur
Evde ateş; başka yerde kül olur
Bir bakarsın, hiç susmayan dil olur
Bizim kedi, karşı köyde miyavsız