BİN BEŞ EĞRİDEN BİR DOĞRU YARATMA HİPNOZU - Hatay Söz Gazetesi

BİN BEŞ EĞRİDEN BİR DOĞRU YARATMA HİPNOZU

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :02.06.2023 00:03

Geçen yirmi yılda, baştan ayağa

Eğriler üst üste bindi (?!) boy verdi

Ülke küstü (!) sanki, yaşanan çağa

Çıktı çivi (!!), her taraftan koy verdi

 

Yenmiş kazıkları (!) unutmaz dedik

Vatandaştan "uyanmayı" bekledik

Akıl sağlığını (?!) telkin eyledik

Yine gitti aldatana (!) oy verdi

 

Hakikatin hazmı bu kadar mı zor

Aldatanlar sanki rağbet buluyor

Milletime bir şeyler mi (?!) oluyor

Sanki Rabbim, unutturan huy verdi

 

Hipnoz değil ise, nedir bu gaflet

Nedir bu aldanmak (!) ne, bu garabet

Uyanmaya dair (!) yok ki bir gayret

Neticesi eyvah verdi, vay (!!) verdi

 

Sevgili okurlarım,

Konuya girmeden önce, "Hipnoz"la ilgili bilgilendirme yapalım...

Kadim Grek Medeniyeti’nde uyku tanrısı "Hypnos” tan esinlenerek verilmiş olan ve "Uyku-uyutma" anlamında kullanılan hipnoz, İlk olarak terapist Anton Mesmer tarafından;  19. YY’ın sonlarına doğru ise James Braid tarafından göz hareketlerini katarak kullanılmaya başlanmıştır.

Peki 21. YY. ın dünyasında "Hipnoz"un kimler tarafından, hangi yöntemlerle (!) yapılmaktadır dersiniz..?

Deyim yerindeyse, 21 yıldır "on parmağında onlarca yanlışı, bir o kadar yalanı, yolsuzluğu, yaftalamayı kullanarak "sadece kendilerine" bir doğru (!) yaratmayı yaşam tarzı haline getiren AKP'nin yanlışlarını beşerli gruplar halinde hatırlamaya ne dersiniz..?!

Haydi o zaman, beşerli grupların ilk beşini

VARAN-1 : Bir kişinin ikiden fazla cumhurbaşkanı olamayacağına dair Anayasanın amir hükümleri sabitken, ruhunu, meslek ahlakını ve şahsi ikballerini önceleyen sözde hukukçuların oryantallere taş çıkaran "kıvırtma yorumları" ve seçim yasasının bu doğrultuda değiştirilmesi ve tepkisi beklenen muhalefetin hipnozlu (?!) hali neticesinde, 20 yıldan bu yana ülke idaresini elinde bulunduran R. T. Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığı, ülkeye adeta kanıksatılması..?!

VARAN-2 :Değişikliği yapılan seçim yasası, çıkarıldığı tarih itibariyle "bir yıl sonra uygulanacağı" hükmüne rağmen, (11.ay) da uygulamaya konulmuş olması..?!

VARAN- 3: İçişleri, Adalet, Ulaştırma Bakanlarının istifa etmemesi...?!

VARAN-4 :Seçim sathı mahallinde TRT'nin AKP'ye 48 saat, muhalefete 43 dakika süre verilmesi ve TRT, TÜİK, YSK, RTÜK gibi devlet kuruluşlarının, güvenirliklerini kaybetmesi..?!

VARAN- 5: Seçim Kurulu Başkanlığına, en kıdemli hakimlerin atanması hükmünün değiştirilerek, hakimler arasında kura ile belirlenmesi hükmünün getirilmesi..?!

..VE DAHA NİCELERİ...!!

*

Sevgili okurlarım,

Beşerli bu yanlışların hesaplanması karşısında, dört işlem de, denklemler de, bol sıfırlı sayılar da yetersiz kalır:((!!

Tekrar son seçimlerin başlangıçtan bitimine değin seyrini, vicdani, hukuki, ahlaki ve insani açıdan irdeleyerek devam edelim...

Bir yandan, hazineyi eksinin de altına düşürmekten imtina etmeyen, ceberrut "AKP ŞAHSIM İKTİDARI"nın mensupları, devletin tüm imkanlarını kullanarak seçim kampanyası yürütürken, aynı zamanda da yüzde doksan beşini etki alanında bulundurduğu  yazılı ve görsel medyayı, montajlarla, şantajlarla, iftira ve insaftan yoksun ithamlarla 7/24 kullanmıştır..!!??

(Devletin resmi yayın kuruluşu TRT'nin, Erdoğan'a 48 saat kullanma süresinin tanınmasına karşın Ana Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na sadece 45 dakika yer verilmiştir..!  Hatta bu da yetmezmiş gibi, Kılıçdaroğlu'nun vatandaşlara SMS'le dahi ulaşımının yasaklanışı, ayıplı hukuksuzluğun sayfasında yerini almıştır..!!

"Neden, niçin, nasıl" diyerek, halen sorgulama melekesini kaybetmemiş bir vatandaş bilinci ve sorumluluğu ile 14 Mayıs ve 28 Mayıs Seçimlerinde sandık başına varmadan önce isabetli ve "keşkesiz" tercihimi yaparken;

* T. C. Devletimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine, laik cumhuriyete, kuvayı milliye bilincine, dahili ve harici bedhahların ihanetlerine geçit vermemeyi esas aldım..!

* Hukuk Üstünlüğünün, "üstünlerin hukuku"na dönüşmesine suskun kalmamayı esas aldım..!

* Müstesna değerimiz olan kutsal dinimin, mabedimizin, kışlamızın, askerimizin, polisimizin, kirli siyasete alet edilmemesini esas aldım..!

* Yanlış ekonomi modeli uygulanması yüzünden, milli paramız TL.nin değersizleştirilmesine göz yummamayı esas aldım..!

* Tarihin hiç bir döneminde  vatansız ve hürriyetsiz yaşamamış olan asil milletimin, ekonomiye, enflasyona, aşsızlığa, işsizliğe, ayrıştırmaya feda edilmemesini esas aldım..!

* Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Batı'dan önce seçme seçilme hakkına kavuşturduğu elleri öpülesi kadınlarımızın, cinayetlere, işkencelere, değersizleştirilmelere tepkisiz kalmamayı esas aldım..!

* Canım Türkiye' nin çağdaş dünyada özgürlük ve eşitlik bakımından geriye düşmemesini, kutuplaştırılmamasını esas aldım..!

* Türkiye Cumhuriyetimizin ve "Atatürk'ün askerleriyiz" diyen gençlerimizin geleceklerinin kararmamasını esas aldım..!

* BOB'tan faaliyetlerin hamiliğine soyunan marazlı anlayışın, hem Ortadoğu'da, hem de ülkemizde sebep oldukları kıyımlara, katliamlara, huzursuzluklara, yokluklara ve yoksulluklara duyarsız olmamayı esas aldım..!

* "YURTTA SULH, CİHANDA SULH" ilkesi hilafına, Suriye'nin içişlerine müdahale ederek, sınırlarımızı yol geçen hanına çevrilmesi sonucu, kabul edilen 12 milyon sığınmacı ile ülkemizi " "GÖÇMEN DEPOSU"na çevirenlere" yeter artık! " demeyi esas aldım..!

* İktidarın kendine hak bellediği yalanlara, montajlara, şantajlara, kara propagandalara, bilhassa da ağızda yuva yaparcasına sarf küfür ve hakaretlere göz yummamayı esas aldım..!

* İllaki gün yüzüne çıkmak gibi huyu olan hakikatleri, zamanında gündemine alıp milletini doğru bilgilendirme mesuliyeti taşıyan yazarları, şairleri, çizerleri, araştırmacıları, görsel medya mensuplarını sindirmeye, susturmaya yönelik her türlü baskıya ve zulme "dur!" demeyi esas aldım..!

*

Sevgili okurlarım,

Şehidi şüphedalar, gaziler diyarı olan ve canımdan özge bildiğim aziz vatanımdan, tüm milli ve manevi değerlerimizin, kirli siyaset tarafından istismar edildikçe içim yanıyor, kahroluyorum..!! Ve bedeli ne olursa olsun (!!) hakikatleri esas alan öngörülerimi ve düşüncelerimi dörtlüklerime ve yazılarıma daha fazla yansıtmanın mesuliyeti içinde buluyorum kendimi...

*

Hülasa,  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye'sinde, merdiven altı hurafe anlayışının devlette zemin bulmasında ve yuvalanmasında, ülke geleceği adına duyduğum endişeler, paranoya hali değil, bizzat acı hakikatlerden oluşmaktadır..!!

Bu böyle biline...

Son seçimlerle bir kere daha anlaşıldı ki, "BİN BEŞ EĞRİDEN "BİR DOĞRU" YARATMA HİPNOZU"na, hayra alamet diyemeyiz...!

NOKTA..!!!