BİR YANDA YAPAY ZEKA BİR YANDA BATIL BEKA - Hatay Söz Gazetesi

BİR YANDA YAPAY ZEKA BİR YANDA BATIL BEKA

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :14.08.2023 13:53

"Aklı ve bilimi" inkara kalkış

 Batıla saplanıp batmak gibidir

Hakikatin hilafına her alkış

Kur'an'a şüpheyi katmak gibidir

 

Her kim ki bekayı batılda arar

Gafletin başı da sonu da zarar

Saplanıp batıla, beklemek yarar

Küf tutmuş lokmayı (!) yutmak gibidir

 

Güneşten el çekip, geceye koşmak

Yarasa misali (!) kuytu dolaşmak

Kör batıl uğruna kire bulaşmak

Sapı kirli yerden (!) tutmak gibidir

 

Hakikat yaraşır, cümle özüne

Kara çalmak niye (!?) iki yüzüne

Göz yummayı reva görmek gözüne

Uçurumdan takla atmak gibidir

Ali Dal - 10.08.2023 Ankara

 

Sevgili okurlarım, 

Köşemde yazmaya odaklandığım asıl konuyu yine ötelemek zorunda bırakıldım..! 

Günümüz dünyasında ışık hızıyla ilerleyen bilimsel gelişimler zamanla yarışırken, ülkemizde "cahiliye dönemini çağrıştıran" batılları, dini vecibeymiş gibi ortaya atıp gündem saptırmada (?!) uzmanlaşan DİB Bşk. Ali Erbaş'a  "nereye kadar tahammül?" tepkileriniz, benim bu konuya yönelmeme neden oldu..! 

Sevgili okurlarım, 

DİB Bşk. Ali Erbaş; Yersiz, dayanaksız, ayrıştırıcı ve itici söylemleriyle (!!) İlk Diyanet İşleri Başkanımız ve kuvvayı milliyeci kanaat önderimiz Mehmet Rıfat Börekçi'nin kemiklerini sızlatmaya ısrarla devam etmekte..!! 

Bizi duymuşçasına (!) işte yeni bir "inci" daha..! 

"Şahsına münhasır", batıl ve siyasi içerikli "imitasyon incilerinin" halkasına bir yenisini daha ekleyiverdi..!! 

Muhakeme yetenekleri ipoteklenmiş (?!) sadaka siyasetine odaklı kesimi bir arada tutmak adına, "Emevi İslam anlayışını" çağrıştıran ve Prof. Dr. etiketli Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a ait olduğu iddia edilen o "malum" ifade şöyle: 

"Günaydın demek cahiliye dönemi adedidir... Essalamü Aleyna ve ala ibadillahissalihin demek gerekiyor"

Toplumun büyük bir kesiminin tepkisine neden olan DİB. Başkanı Ali Erbaş;

Bu yapay ve ayrıştırıcı çıkışlar yapacağına;

* Keşki büyük bir sağduyu ve samimiyet örneği sergileyerek, toplumun yüzde 70'ini bulan işsizlerin, aşsızların ahvaline parmak bassaydı...!! 

* Keşki yetimin, öküzün ve fakirin hakkını, dini kullanıp, zevk sefa için yaşayıp haram yiyenlere gerekli uyarıyı yapsaydı..!

* Keşki, tembih ve telkinlerinde ekonomik çıkmaz nedeniyle dağılan ailelerden, kadın cinayetlerinden, söz etseydi..

* Keşki, 8 bakanlık bütçesine denk olan devasa Diyanet Bütçesine kul hakkını esas alarak, itiraz edip, "bütçeden, SMA'lı hastalara, Çağdaş eğitime, sağlığa ve ülkenin 1/3'üne denk gelen ve din hizmeti alamayan Alevi İslam inancını benimsemiş vatandaşlara pay verilmelidir." olsaydı..!! 

* Erbaş, üç katlı villadan oturup, tüm masraflarını Diyanete ödetmekten kaçınsaydı..! 

* Keşki cemaat görünümlü oluşumların yurtlarında, arkası gelmeyen (!) çocuk istismarlarına ilk tepkiyi gösteren olsaydı..! 

Sevgili okurlarım, 

 Diyanet'in, batılı da aşan "malum" ifadelerinden bazılarını hatırlayalım:

A) 2020 yılında Ayasofya'nın ibadete açılış törenindeki hutbede: "İnancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar." ifadesiyle 1934'de Ayasofya'nın müzeye dönüştüren M. K. Atatürk'e ve  Bak. Kur.na lanet okunması..!! 

B) "İnanç, insan ile Allah arasında olsun diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar" ifadesiyle Allah'la kul arasında nifak yaratıcı siyasi  beyanatlar..! 

C) Uğur Dündar, (B) deki ifadeye atfen "Ali Erbaş, siyaset yapmak istiyor. Cübbesini çıkarıp A.K.P. saflarında siyaset yapabilir."dedi. 

C) Nagehan Alçı: "Üzülerek ifade etmeliyim ki, kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dil kullanan  Erbaş kendi özeleştirisini yapmalıdır...?!"

D) Diyanetin, 4 Ağustos Cuma hutbesinin son kısmında: “İşyerlerimizde ve okullarda,  Cuma Namazı vaktine göre düzenleme yapılmalıdır” ifadesiyle siyasi mesaj vermeseydi..! şeklinde... 

Sevgili okurlarım, 

DİB'in, her geçen gün siyasi ifadelerin (!) aynı zamanda batılı da çağrıştırmasını, Kuran-ı Kerim'in "BATIL"la ilgili ayetleriyle cevaplamak istiyorum:

"Çürük, temelsiz, asılsız, boş, beyhude" demek olan "BATIL"la ilgili Yüce Kur'an'ın uyarıları açıktır ve inkarı saptırmadır...!!

* Bakara Suresi, 42. ayet: 

Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. 

* Bakara Suresi, 185. ayet:  İnsanlar için hidayet olan, doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an Ramazan'a indirilmiştir. 

* Al-i İmran Suresi, 71. ayet: 

Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?

* Araf Suresi, 173. ayet: 

"İşleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mı edeceksin?" 

* Enfal Suresi, 8. ayet:

 O, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak için (böyle istiyordu.)

* Enfal Suresi, 41. ayet: 

 "Eğer iman ediyorsanız, Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordu karşı karşıya geldiğinde (Bedir'de) ganimeti hakça bölüşün..

* Ra'd Suresi, 7. ayet: 

İnkar edenler derler ki: "Ona Rabbinden bir ayet indirilseydi ya." Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin."

* Nahl Suresi, 72. ayet: 

Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

* İsra Suresi, 81. ayet: 

De ki: "Hak geldi, batıl zayil yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur."

* Kehf Suresi, 56. ayet: 

"Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında göndermeyiz. İnkarcılar ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar." 

* Enbiya Suresi, 18. ayet: 

 "Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir."

* Hac Suresi, 62. ayet: 

 Allah, hakkın ta Kendisi'dir. O'nun dışında, onların taptıkları ise, şüphesiz batılın ta kendisidir. Gerçekten Allah, Yücedir, büyüktür." 

* Ankebut Suresi, 48. ayet: 

"Bundan önce sen hiç kitap okuyan değildin ve onu sağ elinle de yazmıyordun. Böyle olsaydı, batılda olanlar kuşkuya kapılırlardı.*

* Ankebut Suresi, 52. ayet:

 De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkar edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır."

* Ankebut Suresi, 67. ayet: 

Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp-yağma edilirken, Biz Harem (Mekke)yi güvenilir (ve dokunulmaz) kıldık? Yine de onlar, batıla inanıp Allah'ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar?

* Lokman Suresi, 30. ayet:

 İşte-böyle; şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, batıldır. Şüphesiz Allah, Yücedir, büyüktür.

* Sebe Suresi, 26. ayet:

 De ki: "Rabbimiz (kıyamet günü) bizi birarada toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (herşeyi hakkıyla) bilendir."

* Sebe Suresi, 49. ayet: 

De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."

* Sad Suresi, 27. ayet: 

Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, inkar edenlerin zannıdır. Ateşten (görecekleri azaptan) dolayı vay o inkar edenlere.

* Mü'min Suresi, 5. ayet:

 Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?

* Fussilet Suresi, 42. ayet:

 Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez.  (Kur'an) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmedir.

* Şura Suresi, 24. ayet: 

Yoksa onlar: "Allah'a karşı yalan düzüp-uydurdu"mu diyorlar..

Sevgili okurlarım, 

Diyanet Başkanına batıl ile ilgili Ayetleri hatırlatma noktasına gelmemden, hoşnut olmadığımı bilhassa bilmenizi isterim. 

Nitekim, bir Vatandaşı olarak;

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş'a naçizane temennim, toplumun kendisinden beklediği şekilde görevine dönüş yapmasıdır..!! Erdem bunu gerektirir...