CUMHURA YARAŞIR BAŞKAN MISINIZ? - Hatay Söz Gazetesi

CUMHURA YARAŞIR BAŞKAN MISINIZ?

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :16.09.2022 12:13

 

(BİRİNCİ BÖLÜM)

Mademki cumhursun, karar verensin

Şap ile şekerin farkını fark et

Mademki sen, baktığını (?) görensin

Din alıp satanın, şirkini fark et

 

Henüz aldanmalar etmeden zuhur

Öngörüyle, aklın tartısına vur

Fesat diyarında, arama huzur

Mayası bozuğun (!!) ırkını fark et

 

Aslanla, çakalın izi bir değil

Arifle, cahilin sözü bir değil

Faydayla zararın, özü bir değil

Feleğini fark et, çarkını fark et

 Sevgili milletim,

... Ve sevgili okurlarım,

Mustafa Kemal Atatürk'ü ruhundan da yakın   hissettiğini her haliyle  yansıttığını asla unutmadığım merhum sevgili Babacığımın, her sabah kalktığında değişmeyen bir eylemi vardı...

Sabah temizliğini  müteakiben, kendine tahsis ettiği oturma odasında, yönünü Kıbleye çevirip, ellerini semaya açardı ve Yüce Yaratan'a Türkçe şöyle yakarırdı:

"Kainatın, yerin, göğün, bizim bilmediğimiz canlı, cansız ve tüm her şeyi var eden Yüce RABBİM... Bu sabahta nefes alarak güne gözlerimizi açtık... Sana sonsuz teşekkürler... Yılın her anında dört mevsimin yaşandığı bu cennet vatanda, göklerde özgürce dalgalanan şanlı ALBAYRAĞIN altında olmamıza ruhsat verdiğin için sonsuz teşekkürler... Bilhassa, esaret bilmeyen bu asil milletin hür ve bağımsız yaşaması uğruna, canlarını feda eyleyen başta Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve yakın silah arkadaşlarına olmak üzere, bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimize bu feraseti ve cesareti bahşettiğin için sana sonsuz teşekkürler...

Ey Yücelerin Yücesi güzel Allahım!

Senden tek dileğim var: Atatürk Türkiye'sinde, "NE MUTLU TÜRK'ÜM" diyebilen herkese, bu ülkeyi sevmek, savunmak, yüceltmek için şuur açıklığı, milli ve insani erdem ihsan eylediğin için sana sonsuz teşekkürler...

Ey Yüce Allah'ım!

Sonsuz minnet ve şükran borçlu olduğumuz, başta Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yakın silah arkadaşları olmak üzere, bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi cennetinde yer verip sevgili Peygamberimize komşu ettiğin için sana sonsuz teşekkürler...

Ey Yüce Allah'ım!

Bu fani kuluna, akıl ve izan sağlığı içerisinde, helal kazanç temin etmesi ve çocuklarını haramdan uzak tutması için yardımını esirgeme..! Sana inanır, sana güveniriz.."

Ne içten ve ne sade yakarış değil mi?

Sevgili okurlarım,

Ülkenin birinde, kibirli mi kibirli; kırıcı mı kırıcı; bilgisiz mi bilgisiz; nobran mı nobran; usulsüzlüğü usül haline getirmiş müsrif mi müsrif, harami mi harami bir kral yaşarmış..!  Bu kral ki, arkadan geleni, katır gibi tepermiş, önden geleni ise Yavuz it gibi  kaparmış..! Bu kralın, yanından ayırmadığı ve  üzerine titrediği bir de köpeği varmış... Gün olmuş kralın köpeği ölüvermiş..!

Düzenlenen cenaze törenine katılmak için halk adeta yarışmışlar... Köpeğin cenazesi, mahşeri kalabalıkla defnedilmiş..?

Bir zaman sonra, kralın ölüm haberi duyulmuş..! Katılım için cenaze töreni ile  programı önceden duyurulur...

Aman Allah'ım..! O da ne..!

"KRAL ÖLDÜ, YAŞASIN YENİ KRAL..!" diyen yalaka, şarlatan, riyakar saray avenesi de dahil olmak üzere (?!) cenazeyi taşıyacak dört kişi dahi gelmemiş:))

HER NEDENSE:))

 Sevgili okurlarım,

 

Yukarıdaki, "it ve kral anekdotu" bende

Mevlana'nın; "Ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu;

Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yoktu."

özdeyişini çağrıştırdı.

(Yazının Devamı 17 Eylül 2022 Cumartsi günkü sayımızda)