Sevgili okurlarım,
Tarihe "Asrın Afeti" diye kazınan ve 11 İlimizi doğrudan etkileyen, ama deyim yerindeyse, açık müze şehrimiz Antakya'yı adeta haritadan silen ve dünya literatürüne "ASRIN AFETİ" olarak geçen, "06 ŞUBAT DEPREM" üzerine, şimdiye kadar, "Yetkili etkisiz...Timsah gözyaşlı, Cek caklı...Tüh tühlü, Vah vahlı iktidar siyasetçileri..."Biz olsaydık şöyle eserdi, şöyle gürlerdik" narası atan Muhalefet cenahı... Enkaza dönüşmüş ve halen "kimse yok mu?" çığlığı atan millete ekonomik, sosyolojik, psikolojik, eğitim, sağlık alanlarında istenilen faydayı sağlayamamış, yaralarının sarılmasın adeta acze düşmüş olanların, afili ahkamları can sıkmaya, öfkeye dönüşmüş durumda..!! Bilhassa iktidarın siyasileri, aradan 9 ay geçmiş olmasına rağmen, beklenilen hizmetin sunulmasında güdük kalmışlartır..!! Toplumun önüne çıkamaz hale gelen "timsah gözyaşlı" iktidar mensuplarını, yaklaşan yerel seçimlerde hüsrana uğramamanın oy telaşına düştüklerini, bu nedenle, tüm aldatma enstrümanlarını devreye sokmaya başlamış gibiler..!!
Ama ne var ki, duran saatin, günde iki kere gösterdiği doğru kadar bile inandırıcı olamadıkları (!) görülüyor..!!
Hatay Tabipler Odası Eski Başkanı kıymetli kardeşim Dr. Sadık Nazik, yaraların sarılması noktasında, bilhassa Hatay'da alınan mesafeyi, gelinen noktayı, öyle güzel hicvetmiş ki, okuyunca sessiz kalmanın haksızlık olacağı düşüncesiyle, ülkede yaşanmış depremlerde resmi görevli olarak, gönüllü olarak görev yapmış ve Antakya'da enkazlar arasında çıkmış biri olarak durum tespitini dizelere dökmeye çalıştım...
"Anlayanlar anlar... Anlamazdan gelenlere, zaten bu dünyada yapılacak bir şey yok..!!??
*
Afet yarasına uzaktan bakan
Fili civciv görür, derman olamaz
Halkının derdinden habersiz hakan
Gönüller fetheden sultan olamaz
Afet öncesine "önlem" demişler
Emin olunur mu, çürükse işler
Daha çok can alır, böyle gidişler
İnsanlar afete kurban olamaz
İhmal davranarak, düşmek müşküle
Baykuş tüner, kalkmaz, konarsa güle
Ölüm erken düşer, seven gönüle
Zamansız kefenler yorgan olamaz
Karakışa teslim edilmez bahar
Vaktinde tedbirler, çok bela savar
Afete can vermek, olmasa ne var
Çift başlı ejderha urgan olamaz
DR. SADIK NAZİK'İN İRONİ ÇUVALDIZI..!!
Hatay'da Son durumu, özetleyen
AHVALIMIZI soran dostlara bir not da benden:
* Dokuzuncu ayın sonunda Antakya ve Defne normale döndü:))!
* Barınma sorunu, "su tutmaz!!" çadırlarla ve su geçiren konteynırlarla çözüldü..!
* Çamurlu su içersen o sorun da yok. *Değilse binlerce kişi ile birlikte güneş altında veya yağmurda sıranı beklersin olur biter..!!
* Neredeyse bütün evlere girilip soyulduğundan dolayı güvenlik sorunu da kalmadı:))
* Sokak lambalarımız tasarruf için (!!) yanmıyor; öküz altında buzağı aramayın:))!!
* Herkes spor ve sağlık için (!) yürüdüğünden ulaşım sorunu hiç yok..!! *Gündüz evinizden enkazdan çıkan demirler, demir çelik sanayinde iyi para ettiğinden ve benzin fiyatları arttığından sulamasız (!) yerinde ayrıştırma ile enkaz kaldırma sorunumuz en kısa yoldan halledilmiş oldu..!!
* Arsalarda kalan molozlar da işin bize kalan bonusu:))
* Dokuz aydır, internet yok, telefon şirketleri biraz para kazansa fena mı olur, çocukları da sanal ortamdan biraz da olsa uzaklaştırmış oluruz, elektrik düşük faz olsa da var, olsun deprem bölgesi idare edin..!? *Sağlık en başarılısı..!!
* Birinci basamağa dönüş yaptık. Ne mutlu bize, yıllardır bunu istiyorduk. Sevk zincirine de gerek yok..! Zaten vatandaş da ameliyatlarını bile sağlık ocaklarında yapmak istiyor, çünkü hastanelerimiz tam donanımlı, sağlık ocaklarından az hallice. Antakya ve Defne'de 9 aydır kamuda ameliyat yapılamıyor, olsun hacamat veya sülük tedavisi var..!!??
* ANTAKYA'DA mevcut sağlık ocaklarının %80'i yıkıldı, malzemeleri enkaz altında kaldı veya çalındı. Sağlık çalışanları konteynır kentlerde kendi imkanları ile hekimlik yapmaya çalışıyor..! Aile hekimi değil mi, kendi binasını yapsın, cari gider veriliyor ya. Sağlam sağlık ocaklarına aşırı yük binmiş durumda, önemli değil çalışsınlar. Kültürel mirasımız keçpelerle korunuyor:((!!??
* ESKİ ANTAKYA diye bir yer kalmadı, olsun eskiydi zaten. Çocuklarımız birleştirilmiş okullarda, 30 dakikalık derslerle eğitim görüyor olsun hem okullar kaynaşır hem de zamandan tasarruf olur:((!!
* DEFNE’NIN en “nitelikli okulu” Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi işgal edilmiş, olsun güvenlikten tasarruf olmaz..!!??
* ÇOCUKLAR sabahın 07.00’ında çadır veya konteynırdan hazırlanıp, kilometrelerce yol yürüyerek okullara gelmek zorunda kalıyor, olsun hayata erken hazır olmak lazım..!!
İntihar vakalarında artış var, olsun dünya nüfusu nasılsa kalabalık, ölen ölür kalan sağlar bizimdir..!!??
* Toz ve asbest ile solunum yolları hastalıklarında ileride artışlar göreceğiz, olsun kocaman şehir hastanelerimiz var..!! *Sağlık çalışanları barınma ve ulaşım sorunu yaşıyor.
* Aile hekimlerinin bakacak nüfusu kalmadı. Şehrin belleği olan hekimlerin yarıya yakını şehri terk etmek zorunda kaldı. Olsun giderlerse gitsinler..!!??
Dr. Sadık NAZİK