(İKİNCİ BÖLÜM)
Ülkesine ihanette boy veren
Dün üç-beşti, bu gün yüz yüz sayarız
Utanmayı, arsınmayı koy veren
Dün üç-beşti, bu gün yüz yüz sayarız
Kendi ikbaline (!) vatanı satan
Düşmanla yan yana (!) pusuya yatan
"Önce ben" diyerek gezen şarlatan
Dün üç-beşti, bu gün yüz yüz sayarız
Dürrizadelerle ruhta ikizler
Emperyal çiftlikte "huysuz öküzler"
İhanet andıran (!) kapkara yüzler
Dün üç-beşti, bu gün yüz yüz sayarız
"Padişahım sen çok yaşa" diyerek
"Günü gün edene" şeref ne gerek
Baktım günümüze gelinceye dek
Dün üç-beşti, bu gün yüz yüz sayarız
*
Sevgili okurlarım,
Dünya devletlerinde olageldiği gibi, benim ülkemde de, her dönem Türk Milliyetçisi ve samimi Müslüman görüntüsü verip; aksine
"Lawrence’nin mirasçıları ve Dürrizade’nin ruh ikizleri" olduklarını (?!) göstermekten geri durmazlar..!!
Şimdi diyeceksiniz ki, kimdir bu Lawrence'ler; kimdir bu Dürrizadeler..?
Konuya girmeden önce, "ihanet" çağrıştıran bu iki ismin kim ve ne (?!) ile hatırlandıklarına birlikte bakalım:
*
THOMAS EDWARD LAWRENCE:
16 Ağustos 1888 tarihinde İngiltere‘nin Kuzey Galler bölgesinde doğan Lawrence, Oxford Üniversitesi mezunu bir arkeolog olup, 1916-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu‘na karşı yürütülen Arap isyanında, İngiliz irtibat subayı olarak görev yaptığı için "Arabistanlı Lawrence" diye hatırlanır.
*
DÜRRİZADE ABDULLAH:
1920 yılında Sadrazam Damat Ferit Paşa tarafından kurulan hükûmette Şeyhülislam olarak ilan edilen Dürrizade Abdullah; Millî Mücadele'ye katılan Mustafa Kemal ve diğer Kuvâ-yi Milliye'ciler hakkında, Mustafa Sabri'nin yazdığı ölüm emrini Şeyhülislam olarak onaylayan kişidir..!! Bu ölüm emri, Sadrazam Damat Ferid Paşa imzalanır, Sultan Vahdettin tarafından yürürlüğe konur. Daha sonra; Türk Kurtuluş Savaşı sonrasında ülkenin, düşman işgalinden kurtarılmasıyla, ihanetinin farkında olan Dürrizade Abdullah: Mücadele'ye katılan Mustafa Kemal ve diğer Kuvâ-yi Milliyetçilerin idam fermanını onaylamasından suçluluk psikolojisiyle (?!); önce Rodos adasına; oradan da Hicaz Kralı olan Şerif Hüseyin'e sığınır ve 1923 yılında Hicaz'da ölür.
Hasılı sevgili okurlarım,
İhaneti çağrıştıran, Dürrizade Abdullah'lar, Lawrence'ler, Mustafa Sabri'ler, Vahdettin'ler ve benzeri "MİMLİ" kişilikler, her ne zaman olursa olsun, iyi anılmazlar..!!??
*
Sevgili okurlarım,
Bu tanımlamadan sonra dünden kalan konumuz;
"DÜNDEN BUGÜNE, DAHİLİ VE HARİCİ "BEDHAHLIKLAR" ANATOMİSİ..!!"ne dönerek kaldığımız yerden devam edelim...
Ülkenin demografik yapısını olumsuzluk anlamında (?!) değiştirmeye programlanmışlar gibi (!) "Hızlı üreme alışkanlıkları"nı sürdürmek, toplum huzurunu bozmak, ülkenin başına mali ve sosyal külfet olmak dışında yaptıkları şey olmayan sığınmacılardan bir an evvel kurtulacakları günü iple çeken bu ülkenin asli unsurları Türk Milleti, burunlarından solumaktalar..!!
İşte size "BOP ELİYLE" yapılmakta olan açık bir ihanet tablosu..!!
İşte size mandacı kafaların, bilerek, isteyerek, "Bizans oyunuyla" ülkemizi işgal ettirişleri..!!
.. Ve işte mütareke basının satılık kalemlerin, lejyoner askerlerinin ve Türk düşmanı devşirmelerin bu işgale karşı çıkanları “faşist”likle suçlayıp, susturmaya ve sindirmeye çalışmaları..!!
Sevgili okurlarım,
Görüldüğü gibi, ülkemizde bu denli ihanetler havada uçuşurken, emperyal güçlerin, Türk düşmanlıklarını, faşist duygularını “hümanist” görüntüsüyle kapatmaya çalışmaktalar..!!
Peki şimdi, yani bundan sonra da kuvvayı milliye ruhu taşımakta kararlı görünenler neler yapmalıdır, nasıl olmalıdırlar..?
Yapılacak olan şey;
Şimdiye kadar ihanetlerinde ısrar eden bedhahlara, yani Turuncu Darbenin kiralık askerlerine, küresel çetelerin lejyoner kalemlerine karşı, susmamak ve hainlerin karşısında gururla dikilmektir!..
Çünkü onlar, Türk Milleti’nin düşmanı ve yaşadığı ülkeyi emperyalizme pazarlayan aşağılık kimliklerdir...!!
Çünkü onlar,
Türk’ü Anadolu’da yok ederken, “Anadolu İslam Federe Devleti”nin ilanında, dirençle karşılaştıklarında, kullanılacak silahlı paralel yapılardır..!!
*
Sevgili okurlarım,
1915 öncesinde Türklerin ne hallere düşürüldüklerini hatırlamaya çalışalım:
* Cahil bırakılan ve ağır vergiler altında inleyen bir Anadolu halkı vardı.
Paraları yoktu ve yönetimde söz sahibi değillerdi. Savaştan savaşa sürülen, vasıfsız insan topluluğu olarak kullanılırlardı..!!
* Para ve silah azınlıkların elindeydi..!!
* İngiliz, Fransız, Rus lejyonerliğine soyunan * Tecavüzü sıradanlaştıran Ermenilerce, silahsız ve erkeksiz, kadın-çocuk ve yaşlı erkeklerin olduğu köylere saldırıp kadın, çocuk ayırmadan hepsini samanlıklara doldurup yakıyorlar ve canlı canlı kuyulara atılıyorlarlardı..!! (Vahşetin boyutunu anlamak isteyen Karabağ Soy kırımına baksın.)
*Ermeniler, bunca vahşiliği, Rus ordusuna dayanarak yapıyorlardı..?!
* Emperyalizmin yeni lejyonerleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk Milleti’ne iftira atacak kadar cesaretlenmelerinde, lejyoner siyasilerin ve mandacı kafaların işbirlikçiliği ve teslimiyetçiliği vardı..!!
*
(DEVAM EDİYOR)