Tuhaflıklar (?!) diyarına dönüşen
Ülkemde hastalar "imama" teslim
"Hekimsizlik" çekip dermansız düşen
Umutsuz hastalar, "imama" teslim
Çalışma şartları kalktı ki hepten
Göç etti hekimler işbu sebepten
Arşın arar hale geldik Halep'ten
Ondandır (?!) hastalar "imama" teslim
Derman olmak esas, hekim özünden
Bu okunur Hipokrat'ın sözünden
Para etmeyince (!) "reyiz" gözünden
Ülkemde hastalar "imama" teslim
Hekime, tedirgin (!) olmuş haliyle
"Gitme Kal" denir mi, ey millet, böyle
"Giderlerse gitsin" diyen eliyle
Ülkemde hastalar "imama" teslim
Sevgili okurlarım,
" Bindiği dalı kesmek... Kendi ayağına sıkmak... Elleriyle kendi gözünü çıkarmak... Sözü söylemeden önce ölçüp tartmak... Bir çuval inciri berbat etmek...Öngörememek..." gibi deyimlerimizin ve özdeyişlerimizin, yaşanan ibretlik olayların bıraktığı derin izler neticesinde ortaya çıktığını unutmamak gerek..!
Bu noktadan hareketle, bilhassa son çeyrek asırda, ardı arkası gelmeyen anormalliklerin, tuhaflıkların, yanlış uygulamaların, bu veciz, bu tembih ve telkin içeren sözlerin nafile ifadeler olmadığını gösteriyor...
Öyle ki, son çeyrek asırda bu ardı arkası gelmeyen anormallikler o kadar yaşatılmaktadır ki, adeta topluma kanıksatılmaya çalışılmaktadır:))?!
Bunlardan en başat örneklerden biri de, nüfusun yüzde 15'ine tekabül eden 14 milyon sığınmacının yerleşik düzene geçip, vatandaşlık hakkı verilmesiyle (?!) sığınmacı çöplüğüne dönüşen ülkemin her zamankinden daha fazla sağlık hizmetlerine, daha fazla hekime ve sağlık çalışanlarına ihtiyaç duyulur noktaya getirilmiş olmasıdır...
Güç zehirlenmesi içinde olan siyasi iradenin, aldığı kararlarda hukuku, liyakati, güvenli çalışma koşullarının teminini ve emeğin karşılığının verilmemek istendiği yönündeki Bizans oyunlarına baş vurulmasıdır..!!
Bu günkü yazıma konu ettiğim sağlık ve sağlık çalışanlarına yaşatılan hak kayıplarına yönelik daha önceleri çok sayıda yazılarımın olduğunu hatırlarsınız...
Bilhassa da son yıllarda, sağlık sektöründe yaşanan, sosyal adalet, güven ve sağduyu eksikliği, gelecek endişesine düşen hekimlerimizin, güvenli liman aramak üzere ülkeyi terkedişleri karşısında siyasi iradenin:
"Açık konuşuyorum, gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Asistan doktorlarımız ile buralarda devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum; yurt dışından dönmek isteyenlerin dönüşünü sağlar, buralarda görevlendiririz" demişti.
Haydi gelin de bu öfke fışkıran tavrı olağan karşılayın..!!
Oysa ki, ülkeyi terk etmek durumunda bırakılan hekimlerimizin ve yetişmiş sağlık çalışanlarımızın kendi ülkelerinde şevkle ve severek görev yapma hayallerinin olabileceği hiç de öngörülemedi..!!
Sevgili okurlarım,
Hele de tüm dünyayı kasıp kavuran "KORONA" illetinin, bir kat daha olumsuz etkilediği ülkemizde; " AKP Tek kişi İKTİDARI" nın hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızın, verilmeyen sosyal hakların iadesi ve güvenli çalışma ortamının tesisi için, Anayasadan gelen haklarını kullanmak isteyen hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın, ülkeyi terk etmek zorunda olduklarına dair tepkilerine;
"giderlerse gitsinler, biz de yolumuza yeni mezunlarla devam ederiz!"tavrını takınmış olmalarına;
" Bindiği dalı kesmek... Kendi ayağına sıkmak... Elleriyle kendi gözlerini çıkarmak... Sözü söylemeden önce ölçüp tartmak... Bir çuval inciri berbat etmek...Öngörememek..."denilir..!!
Türk Tabipler Birliği'nin kaynaklarına göre 2021 yılında Türkiye’yi bin 400’den fazla doktorun terk ettiğini; Son on yıl baz alındığında ise, bu rakamın dört bini geçtiğini görmekteyiz..!
*
Bir başka hakikat ise, Amerika New York Times Dergisinin, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü Dr. Bülent Kılıç ile yaptığı söyleşide; Sayın Kılıç'ın; "Sağlık Reformu adı altında yapılan düzenlemelerin doktorları canından bezdirdiğini ve Pandemi dönemindeki yoğun mesai ve stresin ise bardağı taşıran son damla olduğunu ifade edilmekte...
Sağlıkta bir başka öz eleştiri de The Moscow Times, Financial Times ve The Economist'te çalışan Britanyalı gazeteci, savaş muhabiri ve yazarı Carlotta Gall ise,
Türkiye’deki karma sağlık sistemine dikkat çekerken, hem devletin hem de özel sektörün sağlık hizmeti verdiğine, on beş büyük şehir hastanesinin inşa edildiğine ve tüm dünyadan binlerce hastanın tedavi için Türkiye’ye geldiğine dikkat çekmiştir..!
*
DEVAMI VAR...