Sevgili okurlarım,
Bu günkü konumuza girmeden önce, ortalıkta toz duman dolaşan "Hain" kelimesinin, Türk Dil Kurumundaki Türkçe mealine bakalım...
HAİN:
Hain kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. Arapça dilinden Türkçe'mize geçmiştir. TDK'ye göre hain:
"Hıyanet eden, zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan, kötü niyeti olan kimse anlamındadır...
"HAİN" kelimesinin bir başka açıklaması ise ifadesini şöyle bulmakta:
* Vatana ihanet veya vatan hainliği kendi ülkesinde kutsal sayılan değerlere el uzatan, milli değerlere gayri milli davranış içinde, haince kendi devletine karşı savaşmaya veya düşmanla iş birliğine yönelik gizli eylemler olarak bildiğimiz hainlik, Türk tarihinin oluşumundan itibaren bu topraklarda hep varlığını sürdürmüştür.
*
Bu tanıma göre; Nazım Hikmet'in hain olup olmadığına, veya ne ölçüde hain olduğuna, kaleme aldığı "NAZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR" başlıklı şiirini birlikte okuyalım ve NAZIM HİKMET Ran'ın, yaşamı boyunca, Vatanına ihanet mi ettiğine yoksa vatanına aşık birisi midir, birlikte karar verelim...
*
NAZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet...
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar,
üç sütun üstüne...
kapkara haykıran puntolarla...
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor,
ağzı kulaklarında, Amerikan amiralin...
Amerika, bütçemize120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira...
"Amerikan emperyalizminin,
yarı sömürgesiyiz" dedi Hikmet...
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim;
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse,
vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması, topuysa, vatan,
kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
*
Sevgili okurlarım,
Bilhassa son çeyrek asırda AKP ŞAHSIM İKTİDARI'nın ve AKP'yi geçim kapısı görenlerin, haklı haksız, doğru yanlış demeden sıkça başvurdukları yöntem, öteki gördüklerini sindirmeye ve susturmaya yönelik, "HAİN,TERÖRİST, FETÖ'cü, PKK'cı"gibi itham ve iftiralarla yaftalamaya çalışmaktır..!!
Oysa ki, asil Türk milletinin tarihinde, kültüründe, yazılı veya yazılı olmayan gelenek, görenek, örf ve adetlerinde, "iftira ve itham"lara asla yer olmamıştır..!! Maazallah bu işe kalkışanlar afişe olduklarında, yani foyaları meydana çıktığında toplum tarafından dışlanmakla birlikte selam dahi verilmezdi..!!
Ama, ne vahimdir ki, günümüzde bu değerler adeta rafa kaldırılarak, "vicdanın, ahlakın ve hukukun" hoyratça istismar edildiğine tanık olmaktayız...!!
Dünya tarihini irdelediğinizde, asla devletsiz kalmamış olan Türk milleti'nin bu devletleri kurarken, ağır bedeller ödediğini görürüz...
Çanakkale'ler, Dumlupınar'lar, Kocatepe'ler, Sakarya'lar, Sarıkamış'lar, Samsun' lar, Erzurum'lar, Sivas'lar, Antep'ler, Maraşlar, verilen şehitlerin, yaralanan gazilerin, hasılı ödenen bedellerin en somut mekanları ve tanıklarıdır..!! Yani bu ülke, piyangodan çıkmamıştır..!!
"Vatan yapılmış bu aziz topraklarda Ecdadım yatıyor, bu vatana ihanete kalkışanlar her kimler olursa olsun, cesedimizi çiğnemeden ihanete kalkışamazlar..!!" diyebilme şuurunu yitirmemişlere sormak istiyorum:
* Şahsi ikbali esas alarak, bu ülkede ağır bir ekonomik yıkım yaratanlara...
* Cumhuriyetin kazanımları olan milli varlıklarımızın sayısını artırmak yerine, bilakis, kelepir mal gibi satanlara...
* " KÖTÜ GÜNLER" için hazinede tutulan ihtiyat akçesi altın rezervimizi, mal bulmuş mağrıbi gibi harcayanlara...
* İstihdam ve üretim imkanı oluşturmaksızın, inanılmaz dış borç yaratanlara...
* Hukuksal uyuşmazlıklarda Türk Mahkemeleri yerine, Londra mahkemelerinin yetkili kılınmasına rıza gösterenlere...
* Yüksek maliyetin de çok üzerinde alt yapı çalışmalarına, enflasyona indeksli kur ile 30 yıllık garanti verenlere...
* Atatürk isminin silinmesine, T. C.'nin ve Andımızı kaldırmaya kalkışanlara..
* Sınır güvenliğini hiçe sayan gevşetmeler neticesinde (?!) vasıfsız ve ne idükleri belirsiz milyonlarca meçhul yabancıların ülkeye doluşmalarına teşne olanlara ve demografik yapının bozulmasını önemsemeyenlere...
* Devlet kurumlarındaki sistemin bozulmasına, kuvvetler ayrılığının kaldırılmasına, denge-denetleme mekanizmalarının kaldırılmasına ve vergilerin sarfına dair hesap vermeyenlere...
* Milli Güvenlik Güçleri sisteminin değiştirilmesine, askeri okulların ve askeri hastaneleri kaldıranlara, bazı savunma sanayi kuruluşlarının satılmalarına ve üretim yapamaz hale gelmesine neden olanlara...
* Ülkenin telekomünikasyon sistemini (?!) yok paraya satanlara...
* Çağdaş eğitim sistemini laik sistemin dışına çıkaranlara...
* Orta Tabakayı sadakaya bağımlı toplum haline getirenlere, yani orta ekonomik sınıfı yok edenlere...
* Üniversitelerin kalitesini düşürüp, başarılı ilk 500 üniversite dışına çıkaranlara...
* Anayasa hükümlerine ve AİHM kararlarına uymayanlara...
* Ülkenin uyuşturucu ve mafya merkezi haline gelmesinde, uyuşturucu yaşının ilköğretim seviyesine düşürülmesinde ihmali olanlara...
* Tarikat ve Cemaat görünümlü merdiven altı yapılaşmaların holdingleşmesine ve devlete yerleşmelerinde rolü olanlara...
* Ortak aklı ve yetişmiş insan gücümüzü devre dışı bırakanlara...
* Üretim ekonomisinden vazgeçilmesine, kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale gelinmesinde kusuru olanlara...
* Ülkemizde bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken (!) halen enerjide dışa bağımlılığı artıranlara...
* "Sorgulanamaz" imtiyaza büründürülen Varlık Fonunu, topluma kapalı tutanlara...
* Yapılan uluslararası görüşmelere dış işleri bürokratlarını almayanlara...
*
Sevgili okurlarım,
Başka soru ve cevap aklımıza gelmiyor..??!!
Varsa sizin başka sualiniz, paylaşmanızı hassaten bekliyoruz...
*
Sevgili okurlarım,
"Hainliklere, yaftalamalara, iftiralara, ithamlara ve istismarlara dair bir asır öncesinden, G. M. K. Atatürk'ün ve İ. İnönü'nün zamana yenik düşmeyen unutulmaz veciz sözlerinden bazılarını hatırlamaya çalışalım:
* Memleketin içinde, gaflet ve dalâlet, hatta hıyanet edenler olabilir.. (G. M. K. Atatürk)
* Asil, kahraman bir milletiz, fakat, kahramanı kadar haini de bol olan bir milletiz. (G. M. K. Atatürk)
* Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur. (İ. İnönü)
* İyi bir devlet adamı, kaynakları sınırlı olan bir ülkede kaynaklarını en verimli kullanarak milletine en büyük hizmeti yapmaya çalışandır. (İ. İnönü)
Sevgili okurlarım,
Bu gün de noktayı dizelerle koyalım:
BU ÜLKENİN HAİNLERİ YOK DEĞİL
Hiç bir zaman kahramansız kalmayan
Bu ülkenin hainleri yok değil
Hürriyetten asla yoksun olmayan
Bu ülkenin hainleri yok değil
Yiğidiyle, zaferiyle ün veren
Bağrağına, toprağına can veren
Cephe cephe kahramanı şan veren
Bu ülkenin hainleri yok değil
Şehidiyle, gazisiyle kahraman
Milletiyle güçlü ve hür kalınan
Tarih boyu bu yönüyle anılan
Bu ülkenin hainleri yok değil
Çanakkale, Dumlupınar, Sakarya
Şahittir o tarih, o tarih var ya
Düşmanını kovalar ya, kovar ya
Bu ülkenin hainleri yok değil
Ne şehitler verdik Aziz vatana
Sinop'tan Hatay'a; İzmir'den Van'a
Saymakla tükenmez, Mehmet'i ama
Bu ülkenin hainleri yok değil
Köle ruhlu emperyalist kulları
İhanette görürsünüz onları
Ne kadar da olsa kahramanları
Bu ülkenin hainleri yok değil