Sevgili okurlarım,
Gelin, birlikte şu soruya cevap arayalım:
"HER GEÇEN GÜN DAHA DA FAZLA ÖZLENEN KAÇ KİŞİ TANIRIZ?"
Öyle inanıyorum ki, cevabi söze, siz de benim gibi başlarsınız...
Zira Ortaçağ'dan kalma, örümcek kafalı bazı güruhlara rağmen (?!) en çok özlenen isimlerin ilk başında, ülkemizin banisi, büyük devlet insanı, öngörü dehası ve müstesna komutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk yer alır... Almalıdır da...
Bu noktadan hareketle, 57 yıllık ömrünün neredeyse tamamını milletine. bayrağına ve vatanına adamış olan evrensel Ata'mızı, geçen hafta ebediyete intikalinin 84'üncü yılında sevgiyle, şükranla andık...
Andık da, işin en kahredici tarafının, tüm dünyanın hayranlıkla yadedilen, Atamız Atatürk'ün düşmanlarının, yani dahili bedhahlarının bir çoğunun ne yazık ki, içimizde oluşudur..!!??
Yani, Atamız Atatürk'ün kurduğu ulu çınarımız Türkiye Cumhuriyeti'ni haince ve zalimce kemiren kurtların dışarıda değil, içeride oluşudur..!!??
Hani yeri geldiğinde; “Ağacın kurdu içinde olur” deriz ya… Tıpkı öyle!
İşte bu dahili bedhahların yani aymaz zavallıların, her fırsatta Atatürk sevgisini yok etmeye kalkışsalar da, yani ellerinden gelen her türlü ihanete yeltenseler de.asla O'nu bu ulusun yüreğinden silemeyecektir..!!
★★★
Zira, Atatürk demek;
* akıldır, bilimdir ve çağdaşlık demektir…
* O'nu en yakından tanıyan devlet adamlarından ve Türkiye'nin 3'üncü Cumhurbaşkanı merhum Sayın Celâl Bayar'ın; 1985 yılında Çiftehavuzlar'daki evinde bir röportaj esnasında “Atatürk 'ü sevmek bir ibadettir... O olmasa, idi, biz bugün yoktuk” sözündeki hakikattir...
* Yine Celâl Bayar' ın ifadesiyle, Atatürk'ü sevmek, insanları, doğayı, uygarlığı, çağdaş yaşamı sevmektir... O'nun, Türk ulusu için şans olmaktan ziyade Allah'ın bir nimeti olduğunu idrak etmektir...
* Söylevlerini her okuyuşta, O'nun dehasına daha fazla hayran olmaktır...
Sevgili okurlarım,
İşte O sarı saçlı, mavi gözlü dev, bakınız 95 yıl önce neler demiş:
“Efendiler…
Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı'yı bu yüzden batırdığı için yasakladık.
Eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz; Çok değil, daha 100 yılı tamamlamadan, göreceksiniz, bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğumuzu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir.
Ayrıca unutmayınız ki, o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.” (17 Aralık 1927 Ankara)
★★★
Sevgili okurlarım,
O yüce insanın, bir asır önceden, fırsat bulduklarında meydana çıkacak olan ihanet uzantılarını öngörmüş olmalarını, ancak ve ancak aymazlar anlayamaz..!!
... Ve yine O yüce insan, Atasına ihanet edebileceklerini öngörerek ayık olunmasını bilhassa işaret etmiştir.
Yalnız biz değil, tüm dünyanın onu takdir ediyor olması tesadüfi olamaz..!!
(Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) UNESCO bakınız Atatürk'ü nasıl tanımlamakta:
* Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi…
* Olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş inkılapçı ilk önder…
* İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü…
* Bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, dil, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı…
* Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu...
*
Acı ve düşündürücü olan tarafı;
Her ulusun içte ve dışta düşmanları olur. Ama, bizdeki iç düşmanlar, ne yazık ki, diğer uluslardan kat kat fazladır..!!
Bu hususu bakınız o yüce Atatürk nasıl ifade etmekte:
“Milletimiz büyük kahramanlar yetiştirmiştir. Fakat, kahramanlarımız kadar, hainlerimiz de çoktur..!?”
Aziz Atamızın işte bu anlamlı tespiti, aynen tarihe geçmiştir.
Romalı ünlü devlet adamı ve düşünür Cicero'nun iki bin küsur yıl önce söylediği;
“Bir ulus, kendi içindeki aptal ve muhteris olanlarla baş edebilir. Fakat, içindeki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi mümkün değildir!" sözleri, Aziz Atamızı ne de güzel doğrulamakta...
Öyle ki, göğüs göğüse çarpıştığı düşman Sınırları, silah ve araçlarını açıkta taşıdığı için hainlerden daha az tehlikelidir. Çünkü, bir hain, asla hain gibi görünmez..!! Sinsi hedefine ulaşmak için her yolu mubah görür, hatta hasım gördükleriyle aynı dilde konuşur, onların görüntüsünü verir ve onların inançlarını kullanarak ulusun politik yapısına nüfuz etmekle kalmaz, bütün kapılardan serbestçe geçer, devlet koridorlarında naraları duyulur, ve bu barbarlıkları ile ulusun ruhunu çürütür..!!
Dahası bunlar, devletin yapısına her türlü hastalık bulaştırarak ulusun yaşam gücünü elinden alır! Bunlar ki, bir katilden daha korkunçturlar!”
*
Sözlerimizi "Bizi bizden iyi tanıyan Belçikalı, Daniel Dumoulin'in yeni yıl mesajıyla noktalıyalım, şöyle demekte:
"Turkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlu. Diğer her şeyi de Ataturk'e..."
Peki, Aziz Atamız Atatürk'ümüz o gafillere ne diyor, birlikte kulak verelim:
BEN MUSTAFA KEMAL'İM...!
Behey dünü bilmez, yarınsız gafil.!!
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
Kula kul olmaktan utanmaz cahil..!!
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
*
Kuzey'den Güney'e, Batı'dan Şarka...
Nereye rastgele ve korka korka..?!
Seyirci kalarak, bölünüp kırka...
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
*
"Ben Mustafa Kemal" ölmüş değilim..!!
Düsturum; akıl, fen, eğitim, bilim...
Ben halen komutan, baş öğretmenim..!!
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
*
Gaflet hükmedemez, bu kutsal yere..!!
Sahipsiz değildir, bu yurt, bu yöre..!!
Alçalma bu kadar, göz göre göre..!!
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
*
"Ben Mustafa Kemal" İzmir'den Van'a...
Görevim bitmedi, aziz vatana..!!
Ben halen nöbette; sorarım sana..?
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!
*
"Ben Mustafa Kemal"; ayakta yine..!!
Meydanı bırakmam, hin oğlu hine..!!
Sen ki, düşüp Vahdettin'in peşine..!?
Nereye bu gidiş, nereye böyle..?!