Yasa, "biz" olmayı terk eylemişse
O yasanın adı, O'nayasa'dır
Yasa "hak, hukuktan" çark eylemişse
O yasanın adı, fena'yasadır
Hakkın tecellisi, hani ya nerde
Tabipler neylesin, "hukuksal" derde
"Dayatmacı beyin" olduğu yerde
O yasanın adı, bana'yasadır
Yaşanmış olaylar kulağa küpe
Yargısal kurumlar, götürmez şüphe
Milletin başında döndükçe sopa
O yasanın adı, koma'yasa'dır
Yasada cıvıklık (!!) baş gösterirse
Zulüm şaha kalkar (!) vicdan erirse
Yargıç "şah ağzıyla" karar verirse
O yasa, cüppeye yama 'yasa'dır
*
Sevgili okurlarım,
Her bakımdan ülke nüfusunun yüzde 90'ında umudun tükendiği günümüz Türkiye'sinde; hukukun üstünlüğü ilkesi, hukuksal çöküş, yargı bağımsızlığı, yargıç kararları, açılan hukuk fakülteleri, yargıya güven konulu nice yazılar kaleme alarak gazete köşelerimde paylaşmaya çalıştım. Duymalarını umduğum, ancak sağır taklidi yapanlara bir türlü duyuramadığım hukuksal sorunlar, halen duyulmayı beklemekteler..!!
Bu noktadan hareketle,
İktidar Anayasa Mahkemesi kararlarını artık tanımadığını ve uygulatmadıklarını adeta açık etmiştir..!!??
Buna mevcut anayasal düzeni değiştirmeye yönelik anayasa darbe diyebilirsiniz..!! Zira, darbelerin ille de askerli, tanklı, sıkıyönetimli olmadığı görülmüştür..!!
Sevgili okurlarım,
AYM Başkanı Sayın Zühtü Arslan'ın bir yemin töreninde, “Herkes Anayasa Mahkemesi kararlarına uymakla yükümlüdür” vurgusuyla; yapmış olduğu tarihi uyarısı, manidar olduğu kadar da, ibretliktir..!!
Bu nedenledir ki; Anayasa Mahkemesi Erdoğan’ın 2018’de “tek adam” konumuna gelmesinin peşinde çıkardığı 1 numaralı cumhurbaşkanlığı kararlarından 37’sini “anayasaya aykırı bularak” iptal etti.
Bu yetkiler arasında cumhurbaşkanlığına alınacak personelin, politika kurulu ve istişare kurulu üyelerinin ve danışmanlarının alacağı maaşın da, kanunla düzenlenmesi gerektiğini, bildirdi.
Erdoğan’ın “tırpanlanan” yetkileri arasında bazı bakanlıklara sağlanan yetkiler de var.
Örneğin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilen ve belediyelerin yetkilerini yok sayan imar yetkisi anayasaya aykırı bulundu.
Bu yetkiler her ne kadar bu bakanlığa verilmiş olsa da herkes biliyor ki özellikle büyük kentlerdeki özel arazilere uygulanan imar yetkisi bakan tarafından değil,
bizzat Erdoğan'ın kullandığı bilinmektedir..!
Yine Çevre Bakanlığı’na verilen "mimarlık mühendislik odalarına ait mevzuatı hazırlama ve denetleme yetkisinin" ve
İçişleri Bakanlığı’na verilen “ülkenin idari bölümlere ayrılmasını, il ve ilçe genel idarelerini düzenleme görevinin” de “kanun belirlenmesi gerektirdiği” cihetiyle iptal edildi.
Sevgili okurlarım,
Ayrıca;
Anayasa Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı ile ilgili bazı yetkileri de iptal edilerek, Bu konuların mecliste yasalaşması için” 9 aylık süre verildi.. Yasa çıkmazsa Erdoğan’ın tüm bu yetkileri elinden alınmış olacaktı...
Konunun siyasi tarafına bakınca sanıyorum seçimden sonra hızlı bir çözüm bulunacaktır..
Açıkçası bunun böyle olacağı kesindir de bu kararla Erdoğan’ın ciddi bir yara aldığı da bir başka gerçektir.
Anayasa Mahkemesi böyle bir kararla Erdoğan’a “Her şeyi tek başına yapamazsın, yapacaksan da en azından kanunla yapmalısın, bu kadar başına buyruk olamazsın” demek istemiştir..!!
Sevgili okurlarım,
Devlet geleneğinde, Anayasal kurumlar arası uyumsuzluğun, olamayacağı hususuna rağmen, bu teamülün adeta göz ardı edilerek (!?) Anayasa Mahkemesinin, genel seçimlerde hapishaneden parlamentoya seçilen Can Atalay'ın devam eden tutukluluğunun görev yapma hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle verdiği kararın Yargıtay'ca tanınmaması ve bu iki yüksek mahkemenin karşı karşıya getirilmiş olması, anlaşılır gibi değil..!!
Dahası, İşçi Partisi'nden Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine dair kararın "yok hükmünde olduğu" ile Cem Atalay'ın avukatlarının yaptığı yeni itiraz başvurusu, iki yüksek mahkemenin, (üstünlerin hukuku ve hukukun üstünlüğü" şeklinde (!) karpuz gibi ikiye ayrılmışlığı sürdükçe, evrensel hukuk ilkeleri raftan indirilmeyecek gibi:((!!??
VAH BENİM MEMLEKETİM, VAH Kİ VAH..!!!!
*
TEMENNA
Anayasam, karartılıp, sönmesin
Söndüğünde, hak nahaka mal olur
Yargıtayım, kaygıtaya dönmesin
Döndüğünde, eşkıyaya (!) yol olur
Hukuksuzluk, kan çekilmiş damardır
Adaletsiz geçit, dardan da dardır
Eğer hukuk varsa, devlet de vardır
Aksi halde, her şey geçmez pul olur
Yasalar cellata olursa alet
Hukuksuz diyarı sarar dalalet
Tecelli etmezse eğer adalet
Sönmüş ocaklarda tozan kül olur