(İKİNCİ BÖLÜM)
Tarihi kirleten, neler neler (?!) var
Haramilik, zulüm, cinsi istismar
Arsızlık, hırsızlık dibine (!!) kadar
Hicap duvarını, hepten (!!) yıkıyor
Doğrulmaz olunca özün eğrisi
Kızarmaz (!?) hal aldı yüzün derisi
Cennet pazarlarken, yobaz sürüsü
"Kar kapısı" diye diye bakıyor
*
Sevgili okurlarım,
Toplumun “bilimsel bilgi iklimi”nden “mistik alan”a sürüklenmesi hep özgür düşüncenin engellenmesi yoluyla olur...
Mistik iklimlerde falcılar, medyumlar, geleceği biliciler artık açıkça çalışmakta, yasal işler kabul edilerek açık ofislerinde çalışıp vergi ödemekteler.. Muskacılar, üfürükçüler, toplumun sürüklendiği cehalet ortamında istifade etmekteler ve hurafelik karanlığında işlerini yürütmekteler..!!
Tıp biliminin ışığında çalışan sağlık hizmetlerinde “hacamatçılar” gibi “sülükçüler” gibi geçmişte kalmış uygulamalar “geleneksel tıp” adıyla resmi hizmete sokulmaktalar..!
Bütün bu uygulamalar, bilimsel bilgi alanından koptuktan sonra toplumun sürüklendiği mistik alanda toplumu sömürmekteler..!
Cinsel istismar olaylarını yorumlayan bir cemaat hocasının erkek çocuk istismarını “badelemek” olarak nitelemesi, çeşitli din kisveli kişilerin ise, “kız çocuklarının 9 yaşında, 12 yaşında evlenebilir” olduğunu öne sürebilmeleri tam bir sapkınlıktır, aymazlıktır, istismardır..!!
“Çocuk gelinler” olgusunun, toplumsal bir felaket olarak sürüp gitmesi de başlı başına bir sapkınlıktır..!!
Oyun oynama çağındaki kız çocukları “gelenek” adı altında erişkin yaşta erkeklerle evlendirilip düğünlerle bu toplumsal utanç örtülmektedir..!
* Yatılı hafızlık eğitiminde halen 100 bini aşan öğrencinin olduğunu,
* “Çocuklara cinsel istismar” konusunun sadece bu zedeleyici olaya uğrayanların konusunun olmadığını, bütün toplumu ilgilendirdiğini göz ardı etmemek insan olmanın gereğidir..!!
YAPILACAK ŞEY:
Çocuklardan başlayan “biat - itaat” kültürüne karşı çıkarak toplumun “kulluk - kölelik toplumu” olmasına karşı çıkmaktır..!
Hiç kimsenin hiç kimseye kul, köle olmasına meydan verilmemelidir..! Bilhassa da din eğitimi hurafelerden behemahal kurtarılmalıdır. Din eğitimi önyargılardan kurtarılmalıdır. İnsanların özgür inançları tarikatların - cemaatlerin hegemonyasından kurtarılmalıdır. Her yurttaş istediğine inanmakta ya da inanmamakta eşit derecede özgür olmalıdır. Laik toplum düzeninde uygarca ve eşit yaşama hakkına kavuşmalıdır.
*
Sevgili okurlarım,
Bundan 15 asır önce, yani "dört halife" döneminde, "PEYGAMBER VE HALİFELERİ ARASINDAKİ EVLİLİK İLİŞKİLERİ" Başlıklı ele alan İlahiyatçı, Araştırmacı Yazar Recep İhsan ELİAÇIK'ın, "Diyanet'te yaptığı çağrısına konu ettiği çalışması aynen şöyle:
Üç Ebubekir’in kızı Hz Muhammed’le,
Hz Muhammed’in kızı Hz Osman’la,
Hz Ömer’in kızı, Hz Muhammed’le,
* Hz Muhammed’in kızı, Hz Ali’yle,
* Hz Ali’nin kızı, Hz Ömer’le,
* Hz. Muhammed, kızlarından Fatma'yı Hz. Ali'ye,
* Ümmü Gülsüm'ü de Osman'a veriyor.
Bu durumda :
* Ali ile Osman bacanak oluyor..
* Ömer, kızı Hafsa'yı Muhammed'e veriyor...
Yani Ömer Muhammed'in kayınbabası oluyor...
Ali kızı Ümmü Gülsüm'ü Ömer'e veriyor...
Yani Ali, Ömer'in kayınbabası, Fatma ise kaynanasıdır...
* Ömer'in boşadığı Atike'yi Hz. Muhammed'in torunu Hüseyin alıyor...
Hz. Muhammed, Hz. Ali'nin de Osman'ın da kayınbabası...
Hz. Ali ile Osman bacanak...
Hz. Muhammed Ömer'in eniştesi, Ömer ise Hz. Muhammed'in(KIZI HAFSA'DAN DOLAYI) kayınbabası.
Ömer, Hz. Ali'nin damadı ve Hz. Ali Ömer'in kayınbabası (KIZI UMMU GULSUM DEN DOLAYI)...
Hz. Ali, kayınbabası Hz. Muhammed'in kayınbabası olan Ömer'in kayınbabası.
* Hz. Muhammed ZEYD'in babalığı...
Zeyd'in hanımı Zeynep Hz. Muhammed'in gelini...
Fakat aynı Zeynep aynı zamanda ZEYD'in de analığı. (Hz. Muhammed, daha sonraları evlatlığı Zeyd'in hanımı Zeynep ile evlenmiştir).
* Hz. Muhammed'in torunu Ümmi, Hz. Ali'nin hanımı...
* Ümmü'nün anası Zeynep, Hz. Muhammed'in kızı...
* Hz Ali'nin baldızı ve kaynanası Hz. Fatma'nın da bacısı.
Hz. Ali, Hz. Muhammed'in hem amcaoğlu hem de damadı"..
* Hz. Muhammed'in 10 yaşındaki kızı Fatma' yı, 52 yaşındaki Ömer, Hz. Muhammed'den kızı Hz. Fatma'yı ister.
* Hz. Muhammed; "kızım henüz küçüktür. hem amcam oğlu Ali'ye sözüm var" deyip Hz. Fatma'yı. Ömer'e vermez...
Hz. Fatma 12 yaşına geldiğinde 26 veya 27 yaşındaki Ali ile evlendirilir. Ali ile Fatma'nın ilk çocukları Ümmü Gülsüm olur. Ömer 62 Yaşında HALİFE olur. Ümmü Gülsüm 9 yaşındadır. Halife olduğunda Ömer bu sefer Hz. Ali ve Hz.Fatma'nın kızları, Hz.Muhammed'in torunu Ümmü Gülsüm'ü ister. Hz.Ali ne kadar diretse de Ömer işi tehdit etmelere kadar götürür. Hz.Ali yine vermez. Bu sefer Ömer Hz. Ali'ye Allah üzerine yemin ederek, amacının sadece Resulullah'a akraba olmak olduğunu, Ümmü Gülsüm'e ölünceye kadar dokunmayacağını sadece nikahına alacağını söyler ve bir şekilde Hz.Ali'yi ikna edip 40,000 dirhem altına Ümmü Gülsüm'ü alır. 11 yaşına geldiğinde Ümmü Gülsüm bir oğlan, 13'ü ne geldiğinde bir oğlan daha doğurur Ömer'den. Ömer'in hazırda 9 karısından 7.sidir Ümmü Gülsüm (kütübi sitte ve nebiyyi secere). 2 çocukta yaşına gelmeden ölür. Ömer öldükten sonra Ümmü Gülsüm 5 ayrı yaşlı adama verilir. Kızcağız 22 yaşına kadar 4 çocuk daha doğurur ve 22 yaşında ölür. Şu birbirlerinin kızlarını ve torunlarını becerenleri 7/24 tv ekranlarında överek, örnek göstermeye çalışan şarlatan
ümmetçiler bu gerçek yaşam öykülerini, Fatıma'nın, Maria'nın, Safiye'nin, Berre'nin, Ayşe'nin, Ümmü Gülsüm'ün kimlere peşkeş çekildiklerini bilmiyorlar mı? Hepsi de hepsini bal gibi biliyor..!
KAYNAK: Kütüb-i Sitte ve Nebiyyi Secere...
*
Sevgili okurlarım,
Cemaat liderinin, 6 yaşındaki öz kızını kartaloz imam bozuntusuna nikahlayarak istismar edilmesine...
Adana'daki, Karaman'da, Erzurum'da erkek çocuklarının istismar edilmesine...
Benzeri sapkınlıklara baktığımızda, 15 asır öteyi çağrıştırması ise bir başka garabet, bir başka zillet olduğunu görmemek, görememek gaflettir, dalalettir, hıyanettir..!!
Nereye kadar..?
BU hususta diyeceğim o ki, hiç de hayra alamet şeylerin olmadığını şimdilik ifade etmekle yetinmektir..!!