Sevgili okurlarım,
Bu yıl Kurban Bayramı arefesinde, günde 5 vakit ezanın okunduğu günümüz Türkiyesine, bilhassa çok yönlü baktığımda; toplumsal kırılmaların, bencilliklerin, sevgisizliğin, gaddarlığın, acı vermekten haz almaların, kin ve kibir halinin, paylaşma duygusundaki körelmenin, elle tutulacak hale gelişine, bayramın mistik havasını da katarak; böyle bir yazıda yoğunlaştım. Makaleye kalem oynatmadan önce, meseleyi; felsefi, psikolojiik, dini, pedagojik ve sosyal yönde irdelemeye çalıştım...
... Ve konuya, "TEMBİH, TELKİN, TECELLİ" başlığını koyarak başladım...
Kıssadan hisse alınacağı umuduyla, aşağıdaki çalışmayı tamamlayarak, yazılı ve görsel medyada okurlarımla paylaşmak istedim...
Özümsenerek okunacağı umuduyla arz ediyorum...
(TEMBİH)
İkaz kelimesinin diğer eş anlamlı kelimeleri ise uyarma, ihtar, tembih, haberdarlık ve dikkat çekme kelimeleridir.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan "Tembih" kelimesi, ''nebh'' kökünden türetilmiştir. "Nebh", özen göstermek ve dikkat kesilmek anlamına gelirken, tembih de birini mevcut tehlikelere karşı uyarmak ve ikaz etmek demektir. Bu kelime günümüzde daha çok, ''sıkı sıkı tembihlemek'' şeklinde kullanılır.
İkaz kelimesinin diğer eş anlamlı kelimeleri ise uyarma, ihtar, tembih, haberdarlık ve dikkat çekme kelimeleridir.
*
Gaflete yenik düşme, söz dinle Ademoğlu
Sakın ola Yaratan Yüce Rabbi unutma
Gördüğün kötülüğü, yaptığın iyiliği
Anında unut ama, asla kabri unutma
Yakup'un sabrı ile aşılmazı aşmak var
Öfke ile hırs ile düz yolda da şaşmak var
Yurtta ve cihanda barışa ulaşmak var
Kavgayı unut ama, sulhu, sabrı unutma
Küskünlük son bulmalı kurumadan mendilin
Barışta buluşmalı, uzanan iki elin
Hayat iksiri gibi kelam edecek dilin
Öbür ucu kem söze dipten bağlı unutma
Öfke ile hırs ile yıkma gönül bendini
Keşkesiz yaşam için gözden geçir kendini
Yüreğe yük ettiğin, kurşundan ağır kini
İnadına taşıyan, kara bağrı unutma
*
(TELKİN)
“Bir şeyi hatırlatmak, bir inancı, duygu ve düşünceyi aşılamak” anlamındaki telkīn sözcüğü, Türkçe’de halk arasında “talkın” şeklinde de söylenir, Fıkıh terimi olarak ölüm döşeğindeki kişiye (muhtazar) kelime-i tevhidi veya kelime-i şehâdeti hatırlatmayı ve cenazenin defnedilmesinin ardından bir kişinin kabrin başında yüksek sesle ölüye iman esaslarını hatırlatmasını ifade eder.
Telkin; şuur dışı bir süreçte kişilerdeki belli fikirlerin ya da fiziksel bazı durumların değiştirilmesini sağlamak amacıyla verilen komutlar ya da davranışlar olarak da tanımlanabilir. Yani bilinçaltına yerleşmiş olan bazı düşüncelerin, kalıpların istenilen yönde değiştirilmesini sağlayan hareket biçimleri olarak da tarif edilebilir.
*
Gördüğün kötülüğü, yaptığın iyiliği
Unutan insan ol da; ifşa eden dil olma
Allah'ın ve ölümün, değişmez sahiliği
Değişmez Amentüdür; inkar gelen kul olma
Sapkın düşüncelerle alınmaz doğru karar
Sağlam inançta olan, Hakk'ı özünde arar
İncinse de incitmez, hoşgörüde barış var
Bu telkine kulak ver, cevher iken pul olma
Kirlenmiş ruh arınmaz, "şüpheli abdest" ile
Sahip olmak esastır, ele, bele ve dile
"Yurtta ve cihanda sulh"; barışmaya vesile
Özdeyişten ders çıkar; sağır olma, lal Hayır
Hayır hasenat olmaz, insanlığın terkinde
Melanet hüküm sürer, beterin beterinde
Halisane niyetle yapılan her telkinde
Hisse çıkar kendine, hiç yere zeval olma
*
(TECELLİ)
Tecelli, herkesten gizlenmiş bir şeyin açığa çıkması ve belirmesi demektir.
Tecelli kelimesiyle eş anlamlı olan diğer kelimeler;
1- Aşikar olmak 2- Belirmek 3- Ortaya çıkmak
Allah'ın kulları ve dünyanın düzeni hakkındaki takdiri de tecelli olarak tanımlanır.
Tasavvufta ise tecelli kelimesi farklı bir manaya gelir. Başta Niyazi Mısri ve Yahya Efendi olmak üzere birçok divan şairi, Allah'ın sıfatlarının dünyada zuhur etmesini tecelli olarak adlandırmıştır.
Tecelli kelimesinin, biri sözlük biri terim olmak üzere iki anlamı vardır.
Tecelli kelimesinin i
İlk anlamı: Gerçekleşmek, meydana çıkmak
İkinci anlamı: İmanın feyz yoluyla kulun kalbinde zuhur etmesi.
Var olan fakat kimse tarafından bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkmasına tecelli etmek denir.
*
Tecelli. eder her şey, aslı ne ise öyle
O sebepten sözünü, kemale uygun söyle
Her neye bakarsan bak, gör insanlık gözüyle
Hayırlara yor gitsin, olmayanı, olanı
Başka dünyaya gitsen, seni bulur tecelli
Yine çıkar karşına, bilesin (!) tevekkeli
Bil ki, mukaddderatın, sonu başından belli
Kimse senden alamaz; bir metrelik alanı
Sadece dört metrelik kefendir ganimetin
Bin yaşamış olsan da değişmez akıbetin Ayaksız at üstünde, tek yön istikametin
Düşünmeye sevk eder, "şimdilik" sağ kalanı
Tembih, telkin, tecelli, böyle başlayıp biter
Neler neler yaşanır, beterden daha beter
Defterde yazılanlar; mutlak tecelli eder
Unutma!! can evinde, olacak son talanı