11- İstanbul Esenler'de Nepallileri rehin alan Pakistanlılar..!!
12- İstanbul Arnavutköy'de Filistinlileri rehin alan SURİYELİLER..!!
13- Fidye ödemeyi reddeden Afganlı'yı, öldürüp, Pendik' te bahçeye gömen Pakistanlı Çete..!!
14- İstanbul Sarıyer'de, bir alışveriş merkezinde çatışan Lüvnanlı ve Gürcü çeteler..!!
15- İstanbul Fatih'de polisle çatışmaya giren Suriyeli...
16- Beşiktaş'da kadınların gizlice resimlerini çekip sosyal medyada yayınlayan Pakistanlı ın dövülmesi...
17- İstanbul Sultangazi'de, kadınlara laf atan Afgan ve Suriyelilerle mahalleli arasında çıkan kavgaları..!!
18- Afganlılarla Pakistanlıların Taksimde, Taşlı sopalı kavgaları..!!
19- İstanbul Bayrampaşa'da, Suriyelilerin düğününde çıkan kavgaları..!!
20- Antalya'da Suriyeli iki grubun, kamyon kasaları üzerinde uzun namlulu silahla çatışmaları..!
21- Diyarbakır'da kaçak Afganlar kaçak Afrikalı saat sayılarına saldırması..!!
VESAİRE.. VESAİRE...
Sevgili okurlarım
Genelkurmay'ın resmi İnternet sitesinden, "YASADIŞI SINIR GEÇİŞLERİ"ni takip ettiğinizde, Türkiye'ye giriş yapmış olanları görmeniz mümkündür...
Ne ala memleket değil mi:))?!
Bu kadar talihsiz ve öngörüsüz yanlışlar yapmakta olan marazlı zihniyetin daha da azgınlaşarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve silah arkadaşı Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye "İKİ AYYAŞ" ;
Cumhuriyete ise; "REKLAM ARASI" diyebildiklerini de asla unutmamak gerekir..!!
KULA kul olmayı vatandaş ve birey olmaya eviren cumhuriyetle ülkemizi buluşturan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarının, o günün tüm olumsuzluklarına, yokluğuna, yoksulluğun rağmen asla umutlarını, azim ve kararlılıklarını yitirmeksizin verdikleri mücadele sonucunda neleri başaramadılar ki..?
Yeniden yaratılan ülkemizde her alanda yapılan devrimleri gerçekleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları, aydınlık yarınların tesisinde önceliği akla, bilime ve fenne vermekle başlamışlar... Bilhassa da Hitler zulmünün, ağır baskısından bunalan Alman bilim insanlarına kucak açmış olmalarına başlı başına bir devrim diyebiliriz...
Büyük devlet adamı ve dünya lideri Gazi Mustafa Kemal, ülke aydınlanmasına önemli kazanımlar elde etmekte ve az zamanda büyük işler başarmakta engel tanımamıştır.
Ülkeye davet edilen ve yaratılan çalışma alanları neticesinde, ülkeye neler kazandırdıklarını öğrenmek için kalemi aydınlık Yılmaz Özdil'in belgesel içerikli ve sağlam delillere dayanan yazılarını bilhassa okunmasını yeğlerim...
Sevgili okurlarım,
Avrupa'dan ülkemize gelen bilim insanlarının neleri başardıklarından, sadece hatırım da kalan bazı hakikatleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım:
* İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde ders veren ve Türk vatandaşı olan Ordinaryüs Profesör Erich Frank'ı...
* İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Enstitüsü'nün başkanlığını yapan, biyofizik Enstitüsünü, Türkiye' de ilk kez modern radyoterapinin kurucusu olan Profesör Friedrich Dessauer'i...
* İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümü Başkanlığını yapan Rudolf Belling'i...
* İstanbul Üniversitesi kimya Enstitüsü'ün kurucularından olan Profesör Fritz Arndt' i...
* Önce Türk Vatandaşı. Daha sonra Müslüman olup, Emin adını alan ve arkeoloji Müzesinin antik sikke koleksiyonunu düzenleyen Profesör Friedrich Emin Bosch'yı...
* Ankara Devlet Konservatuvarı ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nun kurucularından Carl Ebert'i...
* Boğazköy kazılarının başkanlığını ve Hitit hiyeroglifinin çözülmesini öncülüğünü yapan Prof. Hans Gustav Güterbock'u...
* Ankara Devlet Konservatuvarı kurucularından Paul Hindemith'i...
* TBMM Binamızı yapan Prof. Clemens Holzmeister'i...
Aynı şekilde, Atatürk Türkiye'sine bilim dallarında, hayalleri de zorlayan önemli katkılar yapan, yabancı kökenli bilim insanlarını ismen sayacak olursak:
Walter Kranz'ı, Ordinaryüs Profesör Fritz Neumark'ı, Eduard Zuckmayer'i, Prof. Ernst Eduard Hirsch'yı, Ordinaryüs Prof. Wilhelm Peters'i, Ordinaryüs Prof. Alfred Isaac'ı, Prof. Hans Winterstein'i, Prof. Felix Michael Haurowitz'i, Ordinaryüs Prof. Erwin Freundlich'i, Ordinaryüs Prof. Albert Eckstein'i, Prof. Maz Sgalitzer'i, Prof. Hans Wilbrandt'ı, Ordinaryüs Prof. Leo Brauner'i, Ordinaryüs Prof. Hugo Braun'u, Ernst Reuter'i, Edzard Reuter'i, Bruno Taut'u saygıyla, şükranla ve rahmetle yadetmemek vefasızlık olur...
Sevgili okurlarım,
Türkiye'nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonu ve misyonu ile bırakın öngörmeyi, burunlarının uçlarını göremeyip, ülkeyi ne idükleri belirsiz mülteci panayırına çevirenler, uyguladıkları yanlış diplomasinin ülkeye ağır bedellerini dahi hesap edemez olmuşlardır..!!
Bu denli basiret yoksunları ve ortaçağ kalıntıları, kendilerini gözden geçirmek varken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarına saldırmayı, hakaretleri ve eserlerini yok etmeye. çalışmaktan geri durmamışlardır..!!
20 yıldır saya sata tüketemedikleri Cumhuriyet kazanımlarını inkara kalkışarak,
hesaba kitaba gelemeyecek kadar haksız kazanç elde edenler, suçluluklarını kapatmaya çalışmalarına, tabiri yerindeyse, Yavuz hırsızın ev sahibini suçlaması denir..!!
Sevgili okurlarım,
Alın size iki tablo...
Biri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarının, davet ettikleri yabancı bilim insanlarının ülkeye sayısız ve tarifsiz katkılarının oluşu...
Diğeri ise, geçmekte olan yüzyılı, adete enkaza çeviren ve ülkeyi sığınmacı, mülteci kampına dönüştürüp, üçüncü dünya ülkelerinin de gerisine düşürmeyi başarmışların (?!) vizyonsuzluğu ve misyonsuzluğu..!!
Eyy benim vatansız, bayraksız ve yarınsız kalmamış vatandaşım..!!
Sunduğumuz bu iki taban taban ters tabloyu bizzat yaşamış vatandaş olarak,
Ülkenin içine düşürüldüğü durumun vicdan muhasebesini yapmayı ve yaklaşan seçimlerde bari doğru karar verme erdemini başka bahara bırakmaksızın basiretli duruşunu göstermelisin..!!
BİLESİNİZ Kİ, BU SON ŞANSINIZDIR...!!
BU DEFA "KEŞKEYE" YER VERME..!!
Zira, 20 yıldır ülkeyi "CUMHURBAŞKANI HÜKÜMET SİSTEMİ"adı altında ucube bir yönetim anlayışıyla yöneten AKP ŞAHSIM İKTİDARI'nın, "TÜRKİYE'NİN YÜZYILI" şarkısını hep bir ağızdan, 23 Haziran 2023 seçimlerine kadar durmadan söyleseler de NAFİLE..!!
Hülasa, macun tüpten, cin şişeden çıkmıştır,
Polis mezuniyet töreninde, Yücel Arzen ve orkestrasının, Erdoğan'la birlikte seslendirdiği malum şarkının sözünü okuduğunuzda, "AKP ŞAHSIM PARTİSİNİN" Kapıkule'den yurda yeni girdiklerini sanırsınız:)) Pes ki pes..!!
Sahi, Türkiye Yüzyılı şarkısının sözleri nasıldı..?
Tamam hatırladım, şöyle:
TÜRKİYE YÜZYILI
Doğ ey güneş üstümüze dök ışıkları...
Dağılsın bulutlar, mazlumlar söylesin şarkılarını...
Başlasın Türkiye Yüzyılı...
Yarın değil, hemen şimdi!
*
Bu şarkıyı "MUTLU YALNIZLIKTAN" kurtarmak İçin kaleme aldığım "TÜRKİYE'NİN İKİNCİ YÜZYILI ŞARKI SÖZÜNÜ" yazmasam eksik kalırdı..?!
"TÜRKİYE'NİN İKİNCİ YÜZYILI ŞARKI SÖZ
(İKİNCİ BÖLÜM)
Sarı saçın, mavi gözün bir başka
Işığın can verir, küllenen aşka
Okuyayım seni ısınmış taşta
Yirmi dokuz harfim olan güneşim
Yarın Değil, hemen hemen şimdi doğ
Ortaçağ’dan kalma karanlığı boğ
İkinci yüzyılın daha da sıcak
Daha da aydınlık, berrak olacak
Yüzyıllar gidecek o hep kalacak
Parladıkça huzur bulan güneşim
Yarın Değil, hemen hemen şimdi doğ
Ortaçağ’dan kalma karanlığı boğ