Birbirine çok güvenen millettik
Şimdi kuşkulardan yatamaz olduk
Ayrıştık ve ötekini mimlettik
Kardeşçe tek adım atamaz olduk
Paçavradan beter bulduk yasayı
Hamal gibi taşır olduk tasayı
Komşu dövmek için aldık asayı
Huzuru, barışı tadamaz olduk
Mutsuzluk, okunur oldu her yerden
Görüntü kirlendi gözdeki ferden
Giren fitne çıkmayınca içerden
Komşuyla el ele tutamaz olduk
Bir zamanlar sevgi, suçu kovarken
Suç sevgiyi kovdu, avuç ovarken
Milletçe büyüyüp güçlenmek varken
Aksine eksildik, artamaz olduk
*
Sevgili okurlarım,
Vatan yaptıkları bu kutsal topraklar için, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Sarıkamış'ta ve nice adsız kabirlerinde koyun koyuna yatan aziz şehitlerimizi, günümüzün akıl, izan, vicdan, sevgi, saygı, güven, ahde vefa, empati, ahlak, hukuk, feraset, liyakat gibi, insanı insan yapan erdemlerden kopmuş vaziyette görmüş olsalardı; büyük bir olasılıkla ilk yapacakları şey, içlerini geçirip "eyvah!!" demek ve "şunlar için mi can feda eyledik..??!!" demek olurdu...
Nasıl olmasın ki,
* Uyuşturucu baronlarıyla, kara para aklayıcılarıyla, milleti enva çeşit Ali Cengiz oyunlarıyla ketenpereye getirmekle ün kazanmış iş bitiricileriyle ve daha nice firar eden "tesis ve teşekkül çökücüleriyle KANKA vaziyetinde ve ağızlar kulaklarda çekilmiş boy fotoğraflarındakilerin birinin İçişleri bakanı olduğunu görünce:))
* Ülkeyi yönetme işinin ve itibar edinme yolunun," ülke adına (?!) israfın da ötesine geçen" savurganlık yapmada sınır tanımayanın, "gümüş yüzüklü (!) partili cumhurbaşkanı olduğu duyduğunda:))
* Hukuku, insan hakkını, adil davranma halini, eşit davranma esasını ve güven verme halini unuturcasına, husumet beslemede, intikam almada ve yetki istismarını sürdürmede, bağlı teşkilatlara; "kanun arkada gelir, siz gereğini yapın" dediğine şahit olduğunda:))
* "Müşteri garantili" işlerin, ülkeyi söğüşleyen "beşli çeteye" boca edenlerin, devlet yöneticisi olduğunu gördüğünde:))
* Kendi temsil ettiği bakanlığından, kendi şirketine ihale veren bakanın olduğunu öğrenince:))
* Satılmadık, devlet mülkü bırakmayan ve kendi zenginlerini yaratan devlet ekranıyla karşılaşınca:))
... Ve daha neler, neler...
... Boy boy... Kutur kutur... Çatal çatal...
Say say tükenmez...!!
**
Sevgili okurlarım,
Alın size, yeni bir hoyratlık..!!
Haber, aynen şöyle:
Türkiye-Suriye sınırındaki Hatay Reyhanlı’ya mayın yerleştireceğini açıklayan Zafer Partisi Lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ, Hatay’a alınmadı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, Hatay’a gideceğini belirterek, “Reyhanlı’da, Türkiye-Suriye sınırına, iktidara geldiğimizde tamamlamak üzere ilk mayını yerleştireceğiz” açıklamasını yaptı.
Zafer Partisi Lideri Özdağ, beraberindeki heyet ile Hatay’a doğru otobüsle yola çıktı. Özdağ, sosyal medya hesabından Erzin’de jandarma ve polisin yolu kestiğini belirterek, “Hatay Valiliği; 4 gün bütün etkinlikleri iptal etmiş. Zafer Partisi’nin Hatay’a girmesini yasaklamış. 700 bin Suriyelinin yaşadığı Hatay’a Zafer Partisi giremeyecekmiş.” dedi.
Ümit Özdağ, Hatay’a giremediğini açıkladığı paylaşımının ardından Google Haritalar üzerinden bir konum paylaşarak, vatandaşları buraya çağırdı.
Güvenlik güçleri tarafından Hatay’a girişi engellenen Ümit Özdağ, açıklama yaptı. Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alarak, “Şaka değil. Türkiye güvenliğinin emanet edildiği kişi, sınıra yerleştireceğimiz mayını gerçek sanmış” dedi.
Özdağ:
“İçeride 700 binden fazla Suriyeli var. Bunların içinde IŞİD’ci, El kaideci var. 700 bin Suriyelinin olduğu kente siz bir Türk parlamenteri olarak almıyorsunuz. Bu da Hatay Valisinin ayıbı olsun:))
Hatay sınırında jandarma tarafından durdurulduk. Hatay Valiliği bugün itibariyle yasak kararı almış. Biz mayın yerleştirmeye geldik. Yasak içerisinde bu yok. Yerleştireceğimiz mayın da gerçek değil..! Türkiye güvenliğinin emanet edildiği kişi, sınıra yerleştireceğimiz mayını gerçek sanmış. Tuhaflığa bakar mısınız?! Arkadaşlar, gerçek mayın döşemenin suç olduğunu biliyoruz ve biz suç işlemeyiz. Ama siz suçun içindesiniz gırtlağınıza kadar..!!?? Hatay’a girene kadar buradayız: Herkese çağrı yapıyoruz. Kalkın gelin buraya.”
*
Sevgili okurlarım;
Devletin valisi olduğu inancımızı korumak istediğimiz Sayın Hatay Valisi, keşke, Zafer Partisi Lideri Özdağ'ın ve beraberindeki heyetin Hatay’a girişini engelleyen "4 Temmuz'a kadar sürecek yasak kararını" almasaydı:))?!
Hatay’a girişi izin verilmeyen Ümit Özdağ’a ve beraberindeki heyete uygulanan yasaktan dolayı tepkilerini ortaya koyan muhalefet partilerinin, Özgür Özel gibi temsilcileri, Tanju Özcan gibi belediye başkanları ve Sedef Kabaş, Cemil KILIÇ, Hande Karacasu gibi fikir insanları:" “Sayın Ümit Özdağ Zafer Partisi’nin Genel Başkanıdır, milletvekilidir. Hatay’a girişini engellemek anayasal bir suçtur. Hatay'a girişi engellenen Ümit Özdağ değil, Türk milletidir. Engelleme derhal kaldırılmalıdır..!!
Sevgili okurlarım,
Hatay'a girişi engellenen Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, noktayı şöyle koyuyor:
"Hatay Valisi, bizi zorlama!
Ya devletin valisi gibi davran, ya da devletçe sana emanet edilen koltuğundan derhal kalkıp istifa et!"
*
ÜLKEM İÇİN ENDİŞE ETMEKTEN VE RAHATSIZLIK DUYMAKTAN" haklı veya haksız olmam hususundaki kararı size bırakıyor; "ÜSTÜNLERİN HUKUKUNDA DEĞİL; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDE" buluşma umuduyla, "DEVLETİMİZE OLAN GÜVENİMİZİN yeniden tesisini temenni ediyorum.