Sevgili okurlarım,
Şimdiye değin, karşımda veyahut yanımda yer alarak beni yalnız bırakmadığınız için
en kalbi teşekkür ve takdirlerimi sunarak söze girmek istedim...
Kıymetli okurlarımdan naçize bir istirhamım olacak:
İster beğenen okurlarım olsun, isterse de beni eleştiren okurlarım olsun; bana ışık tutacağına inandığım şey; beğenenler niçin, hangi bakımdan beğendiklerini, tenkit edenlerin ise, aynı şekilde, "şurasına şunun için karşıyım; öyle değil, şöyledir." diyerek yapıcı ve iyi niyetli tenlitlerde bulunulmasıdır. Zira altı doldurularak yapılan tenkitler, beni başarıya taşıyan en değerli yaklaşımdır...
*
Sevgili okurlarım,
Bugün de, ana akım medyaya yansıyan kahredici ve iç geçirten haberlere nazire yaparak, "anlamakta zorlanan veya anlamazdan, görmezden gelen "malum aymazlara" göndermeler bulunmaya çalışalım..!?
*
HABER 1: (24 Aralık 2022 tarihli, Korkusuz gazetesi manşet haber)
Bulgarların yılbaşı öncesi, Edirne'de alışveriş tarafı arttı. Pazarcı Suat Zımba:"Bulgarlar, ne kilosu, sandıklarla alıyor. Geçen hafta sandık sandık götürdüler buradan. Bizim vatandaşomız fiyat soruyor, bir şey alamadan çekip gidiyor garibim." dedi. Bu haberin manşeti aynen şöyle:
"BULGAR SANDIK ALIYOR, TÜRKLER İSE SADECE BAKIP GİDİYOR"
*
Ben Korkusuz gazetesinin yerinde olsam bu başlığı şöyle atardım:
"BULGAR SANDIK SANDIK ALIP GİDİYOR...
TÜRKLER İSE BAKA KALIP GİDİYOR...
BOŞ DÖNÜŞÜN (?!) ÖFKESİNE KAPILIP...
BİR YERLERE KÜFRÜ SALIP GİDİYOR..!!"
*
HABER 2: (Aynı gün aynı gazetenin manşetinden)
"Hayat pahalılığı vatandaşları en ucuza mecbur bırakıyor. Hemen her gün, yapılan zamlar, dar gelirli ucuz ekmek, ucuz bakliyat kuyruklarında perişan ediyor. Kar kış demeden karnını doyurmak için saatlerce kuyrukta bekliyor." haberine;
"İKTİDARIN SÖYLEDİĞİ KUYRUKLU YALAN...
HALKIN YAŞADIĞI KUYRUKLU HAYAT..."
*
Ben Korkusuz gazetesinin yerinde olsam bu başlığı şöyle atardım:
" İKTİDARDAN YAĞAN ÇATAL KAZIK ZAM...
MİLLETTE KOYMADI DENGE VE NİZAM...
'YETER ARTIK' DENİLMEZSE SON BULMAZ..
SÜRER AYNI TAM TAM VE AYNI YAMYAM.."
*
HABER 3: (Sosyal medyadan)
AKP'li bir politikacı, Karadeniz köylerinin birinde konuşma yapıp partini anlattığı sırada, arkada uslu uslu dinleyen ihtiyar dede, AKP'li politikacıya sorar:
- Uşağum, bu sizin AKP'ler, içki içer mi?
- Haşa efendim, biz Müslümanı, içki içmeyiz.
- Peki Uşağum, sizin bu AKP'lilere, sigara içer mi?
- Olur mu öyle şey, mekruhtur, sigara da içmeyiz. Sigaraya karşıyız. Zaten yasa da çıkardık.
- Karı kız ayakları, yani hovardalık yaparlar mı?
- Haşa efendim, olmaz öyle şey. Zina günahtır, Biz Müslümanız.
- Eee, uşağum, hiç masrafunuz yokmuş...Oyleyse madem, niye bu kadar çalıp, çırpaysunuz... Niye bu kadar kul hakkı yiyeysunuz?
*
Sevgili okurlarım,
Karadenizli dedenin yerinde olsaydım, yaşanılan haksızlıklara, usül erkan bilmemezliğe ve her türlü istismarlara isyan ederken aşka gelip aşıklığın cümle kapısından adım atarken, şu iki dörtlüğü de
kondurmadan edemezdim:
Babadan mı geçti, haksızlık size
Ne karnınız doyar, ne de gözünüz
Lanet olsun, sizden kalan o ize
Ne karnınız doyar, ne de gözünüz
Çalmadan, çırpmadan, haram yemeden
Yaşamak var iken, bu utanç neden
Ayıptır, günahtır, tövbe etmeden
Ne karnınız doyar, ne de gözünüz