YÜZ DOKUZ YILLIK ÇINAR YÜRÜYEN TARİH, MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ - Hatay Söz Gazetesi

YÜZ DOKUZ YILLIK ÇINAR YÜRÜYEN TARİH, MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :18.12.2023 14:41

 

 

Elbette her nefis ölümü tadar

"Ölümsüzlük" mana yüklü izdedir

Neler başa gelir, ölene kadar

"Ölümsüzlük" darb-ı mesel sözdedir

 

Olsanız da saraylarda şehzade

Karanlık kovmaktır, dolmadan vade

Maldan, mülkten, boydan, bostan ziyade

"Ölümsüzlük" arıtılmış özdedır. 

*

Sevgili okurlarım, 

20 yıl öncesiydi... 

O günler, Hatay İl Milli Eğitim Şube Müdürü olarak hizmet vermekteydim.. Beraberin de Valilik izniyle şairlik, yazarlık ve Araştırmaılık yönümle yerel televizyonumuz HRT'de "HATAY'DA TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EĞİTİM" antetli canlı programlar yapıyor, konularında duayen bilim insanlarımızı ve temsil niteliği olan konukları ağırlıyordum. 

Kendisi arkeolog olan Sevgili kardeşim Jozef Bey'den, Türkiye'mizin en kıdemli Sümerologu Sevgili Muazzez İlmiye ÇIĞ Hocamızın, Antakya'da olduğunu öğrendim. 

Jozef Naseh Bey kardeşimle, Sevgili Muazzez İlmiye ÇIĞ Hocamızdan, programımda konuk etmek üzere onayını alıp, ertesi akşam, konuk ederek, Sümeroloji, tarihi konularında geniş bilgiler edindik.  O gün, aynı zamanda, Ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Atamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün rehberlik ettiği kız öğrencilerden biri olduğunu bizzat kendilerinden öğrendik.

Sevgili okurlarım, Muazzez Hocam, çok kıymetli bilgilerle adeta tarihe not düşmektedir... Program sonunda, imzaladığı "ATATÜRK DÜŞÜNÜYOR" kitabını kendilerinden almıştım. Ancak, bu imzalı kitabı, 06 Şubat Depremi"nin enkazından kurtaramadım. 4000 civarında kitabımın olduğu kütüphanemle birlikte kaybettim..!! Evim, arabam ve hatıraları olan eşyalarımı  kaybettiğim ama, çalışmalarından dolayı, muhtelif yerlerden verilen plaketlerden, belgelerden, sertikikalardan ve kütüphanemden yoksun kalmam, bende kapanmayan büyük boşluk yarattı..!! 

*

Sevgili okurlarım, 

Her ne ise, biz tekrar HRT'de Sevgili Muazzez İlmiye Çığ hocamla yaptığımız canlı yayın programına dönelim.

Sevgili Muazzez İlmiye Çığ Hocam'a yönelttiğimiz tüm sorularla aldığımız  cevaplara dönelim:

DAL : Sevgili Muazzez Hocam, Rabbim sizlere daha nice sağlıklı ömürler versin... Ben sorumu bu uzun yaşamınızın sırrını öğrenmek istiyorum. Tabi ki, uygun görürseniz... 

ÇIĞ : Sayın DAL, bu yaşıma gelmemden özel bir çabam Olmadı. Yemem hususunda, bir sınırlamam da olmadı... Öyle sanıldığı kadarıyla az da yemedim; çok da yemedim.. Sadece yürüyüşümü hiç aksatmadım. Yatağımda dahi sporumu yapıyorum. Elbette ki, tabiri yerindeyse, vücut olarak hazırdan tüketiyoruz... 

DAL: Sevgili Hocam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dönemininde de bulunmuş büyüğümüz olarak, bugünlerle o günlerin mukayesesini yapmış olsanız, neler söylemek istersiniz? 

ÇIĞ: 1933’te, Cumhuriyetin 10. yılında Eskişehir’de öğretmendim. Kadın-erkek ayrımı nedir bilmezdik. Hep birlikte sinemaya, tiyatroya gidilirdi. Çarşaflı bir tek kadın bile görmezdik. Erkekler şapkalı, kadınlar başı açık modern bir şekilde yaşıyorduk. Bugün modern Türk kadını denince aklınıza nasıl bir profil geliyorsa, o zaman öyleydi. Köyde ve şehirde büyük bir okumayazma seferberliği vardı. Bugün 60 yaşına gelip de hâlâ okuma-yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum. Bunun bahanesi yok, 1930’ların yokluğunda bile insanların öğrenme aşkı vardı.

Ama, şimdi çok dertleniyorum. Kendimle ilgili değil, ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor, kahroluyorum..! İnsanlar için, çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum, onlar için adeta ödüm kopuyor..!

DEVAM EDECEK...