“HİKMET ÇİNÇİN”, “ABDURRAHMAN TAŞÇIOĞLU”, VE “ABDULKADİR TEKSÖZ”
Türk’ün kadim geçmişinde, kanaat liderliği, vakıflar, tahrikâtlar, tekke ve zaviyeler etrafında gelişen “bilge önderlik” son derece önemlidir. Bu kadim anlayışla çalışan Antakya’mızın eski temsilcileri de esnaflarımız, çiftçi ve ticari anlamda iş yapan insanlar olmuştur. Şimdi Antakya’da onların çocukları çağdaş ve demokratik toplum anlayışımız çerçevesinde görevi devralmışlar.
Günümüzde Antakya’da kanaat, sivil toplum, esnaf, çitçi, tacir, işçi ve memur vb. toplum katmanlarına herhangi bir ayrım gözetmeden hizmet eden ve bu anlamda hayatımıza dokunmuş ve elini taşın altına koymuş üç kişi aklıma geldi: Hikmet Çinçin, Abdurrahman Taşçıoğlu ve Abdulkadir Teksöz…
Geleneksel toplum tarzından çağdaş toplum tarzına geçişin etkisi ile değişen toplum ve ekonomik yapı ile birlikte toplumumuzun, demokratikleşmesine katkı yapan önemli aktörlerinden biri de sivil toplum kuruluşları ve bunların başındaki liderler olmuştur.
Bu liderler günümüzde: yoksulluk, hastalık, eğitim, işsizlik, insan hakları, kadın, çevre sorunları, barınma sorunu gibi sosyal sorunların çözülmesi konusunda “sosyal girişimcilik”, “kurumsal sosyal sorumluluk” ve “sosyal işletme” gibi yapılanmalar üzerinde Allah rızası için faaliyet göstermektedir.
Antakya’da Genel Kurul Toplantısı yapılan “Hatay Sivil Toplum Kuruluşları ve Dernekleri Federasyonu’nun son Kongresi’nde Sayın Abdurrahman Taşçıoğlu ve kongrede Divan Başkanlığı yapan Sayın Abdulkadir Teksöz’ün konuşmaları çok dikkat çekici ve bilgilendirici olduğundan bu Genel Kurul’u baştan sonuna kadar anlamlı ve önemli buluyoruz. Bu nedenle bu konu üzerinde durmak istedik:
Özellikle kibar sunucumuzun sunumuyla kürsüye davet edilen Sayın Abdurrahman Taşçıoğlu’nun değerli, önemli ve anlamlı tanımları ihtiva eden konuşması başlıyor: “Dörtyol’dan, Yayladağı’na; Samandağ’ından Hassa’ya kadar, federasyonunu federasyonu bilip buraya kadar gelip Hatay’ın özelliğini, güzelliğini ve mozaiğini özünde taşıyan bütün başkan ve delegelerimiz; efendim, hoş geldiniz, sefa geldiniz. Değerli arkadaşlarım, Sivil toplum kuruluşları demek, yasal tarifimize göre, karşılıksız hizmet eden birimler demektir. Ancak biz bunu: “Allah rızası için” hizmet eden kişiler, birimler, toplum gönüllüleri olarak kabul ediyoruz. Dolayısıyla hiç uzatmaya gerek yok! Hepimiz, aynı düşünceleri paylaşıyoruz. Birliğimiz ve beraberliğimiz her şeyden önce gelir. Siyasi düşüncelerimiz, ayrılıklarımız, hiçbir şey bizim için önce insan olmak, insanları mutlu etmek birbirimize yardım etmek, kucaklaşmak ve öncelikli şiarımızdır ve hiçbir şey bu birlik anlayışımızı bozamaz!”
Ayrıca kongrede “Divan Başkanı” olarak hazurunun teveccühleri ile seçilen Abdulkadir Teksöz’ün Hatay’ın birliği ve beraberliği için Genel Kurul’a teşrif ederek kendileriyle beraber olan Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’a, Antakya Eski Milletvekili ve Belediye Başkanı’na, Baro Başkanı’na ve Ticaret Odası Başkanı’na hitabını da çok değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz:
“Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur kardeşimiz, Esnafımızla ilgili ne sıkıntı olursa çözümü konusunda Ankara’ya gittiğimizde hep önümüze düşmüş ve bizimle beraber olmuştur, kendisine teşekkürlerimi sunuyorum, kendisinden Allah razı olsun. Malumunuz, onursal başkanımız; Hatay Milletvekilliği, Şoförler Odası Başkanlığı ve şu anda Antakya Belediye Başkanı olarak Hatay’da da ilklere imza atmış… Milletvekilliği döneminde, hep esnafımızın sesi olmuş, şu an Antakya Belediyesinde yapılan çalışmalar, spor merkezleri, yeni ruhlar esnafla ilgili harçlar, ilanlar geldiği gün itibariyle esnafımıza her zaman onursal başkan olarak abilik yapmaya devam etmiştir, İzzet Yılmaz Bey ağabeyime hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum.”
Antakya Ticaret Odası Başkanı’mız Hikmet Çinçin her zaman esnaf dostu, ben ona sivil toplum örgütleri genel başkanımız diyorum. Gerçekten Hatay’da Avrupa Birliği Projeleri’nde büyük imzalar attılar ben Hikmet Bey’e de kardeşim, ağabeyim her zaman kendisinde hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum.”
Kongre sonunda huzurda konuşan Hatay Sivil Toplum Kuruluşları ve Dernekler Federasyonu Başkanı
Abdurrahman Taşçıoğlu’nun konuşmasını sivil toplum kuruluşları için ve yardımda gönüllülük amaçlı çalışmalar için önemli ve anlamlı bir ders niteliğinde görüyoruz. Sayın Taşçıoğlu, Genel Kurul’da tekrar gündem gereği söz alarak bir ders niteliğinde olan şu konuşmayı yapıyor: “Sivil toplum kuruluşları ne işe yarıyor? Sivil toplum niye var?
Efendim, Sivil Toplum Kuruluşları demek, sadece Ramazanlarda koli dağıtmak, sadece yardımlaşma kuruluşları değildir. Sivil Toplum Kuruluşları demek, toplumun seçilir, toplumun görüntüsüdür.
Seçimler dışında fikrini söyleyen, toplumun meselelerini kucaklayan, gündeme getiren, zaman zaman eleştiri yapan, zaman zaman takdir ile herkesle kucaklayan, herkesi birleştirme görevleri olan yüksek seviyeli kuruluşlardır. Topluma aşkla hizmet! Tabiî, biz şundan şikâyetçiyiz. Efendim her Önüne gelen dernek kurar. Eh, kursun yasamız müsait. Ellerine sağlık herkese saygımız var ama çok çok özür dilerim bir Tevfik Erkek’i bulmak kolay değildir. En zor zamanlımda benimle el ele ev ev gezerek aşkla hizmet etmiştir. Ben öyle kolay kolay bir şey konusunda açıklama yapmam! Gerçekten aşkla topluma hizmet etmek aşkıyla bu işe soyunan insanlar önemli. Ama Hizmet mi istiyorsunuz ben size hizmetten bahsedeceğim. Ne değerlendirirse değerlendirirsin, herkes? Gerçekten bahsedeceğimiz. Bizim yıllar önce engellilerimiz vardı, değerli arkadaşlar; evinden dışarıya çıkabiliyorlar mıydı? Yo, neredelerdi? Bırakın salona geçmeyi, misafir gelir ayıptır, koldan, ayaktan, kafadan engellidir diye, salona almazlardı, misafirine mahcup olması… Şimdi onlar nerde biliyor musunuz? Hepsi, içimizdeler. Nasıl içimizdeler? Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım… Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Hikmet Çinçin’in gayretleriyle, iki defa Rasim Abimizin de bu konuda emekleri var: Hatay’ımıza engellilerimize dağıtmak üzere 92, 92; 184 adet akülü aracımız getirilmiş ve dağıtılmıştır, bu yüzden Allah razı olsun. Bakın içimizde dolaşıyor engelliler… Bugün aramızda gezinen engelli arkadaşlarımızı, motorlu sandalyeleri ile görüyorsunuz. Peki, yetmedi; Erdal Uğurlu kardeşim orada… Engellileri ve engelli Aileler Derneği Başkanı vallahi gözümle gördüğümü söyleyeyim: Elinde kalem kâğıdı, kaldırım kaldırım gezer! Yetmez ki araç dağıtmak. O araçlar kaldırıma nerden çıkacaklar? Değerli arkadaşlar esas bunlardır; sivil toplum kuruluşları demek 15 Temmuz gecesi demokrasisine sahip çıkmak demektir. Sivil toplum kuruluşları demek; “Yiğit Hassalılar” gibi nöbetten dönene sahip çıkmak demektir. Anlatmaya gerek yok; Atası için, vatanı için, bayrağı için, milleti için gerekirse toprağa düşmek demektir!”
Evet, günümüzde ekonomi, hukuk, işletme, tarih, edebiyat ve daha birçok sosyal bilim alanı Türk’ün kadim geçmişinden esinlenerek çözümler üretmeye çalışıyoruz. Biz, bu kongrede adeta ders verircesine sivil toplum kuruluşlarının vazifesini ve bu anlamda örnek çalışmaların bahsedilmesini “TÜRK’ÜN AHLAK, YARDIMDA GÖNÜLÜLÜK VE BİLGE LİDERLİK GELENEĞİ” açısından hizmet örnekleri sergiledikleri için değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz.
Yine Genel Kurul’da Antakya Belediye Başkanı Sayın İzzet Yılmaz’ın slogan olarak: “Sevdamız Antakya, sevdamız Hatay, sevdamız Türkiye!” diyerek hiçbir siyasi ayırım gözetmeyen bu coşkulu ifadesini değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz. Bu nedenle: “ABDURRAHMAN TAŞÇIOĞLU”, HİKMET ÇİNÇİN” VE “ABDULKADİR TEKSÖZ” gibi değerli örnekleri “ANTAKYAMIZDA TÜRK’ÜN AHLAK, YARDIMDA GÖNÜLÜLÜK VE BİLGE LİDERLİK GELENEĞİNİN ÇAĞDAŞ HOCALARI” olarak görüyoruz.
