DÜNYA VE AHİRET HUZURUNUN SAĞLANMASINDA SORUMLULUK DUYGUSU - Hatay Söz Gazetesi

DÜNYA VE AHİRET HUZURUNUN SAĞLANMASINDA SORUMLULUK DUYGUSU

  • Yazar :Mehmet BİLGEHAN
  • Eklenme Tarihi :20.04.2022 10:10
  • Güncelleme Tarihi : 20.04.2022 10:11

Allah, hayatı ve ölümü bizleri imtihan etmek üzere yaratmış ve bu büyük imtihanda muvaffak olmamız içinde dünya ve ahiret huzuru bilinci vermiştir. İnsanın huzura ulaşması ahireti hatırda tutmasıyla mümkündür. Ahireti hesaba katmadan yaşamak dünya ve ahiret huzurumuzu tahrip eder.

Bu imtihan hayatında, “dünya ve ahiret” huzurunun sağlanmasında “sorumluluk” önemli bir duygudur.

İnsan, dünya ve ahiret huzuruna kavuşmak için; içinde yaşadığı âlemde, kendisiyle, hemcinsleriyle, eşyayla, tabiatla ve yaratıcısı yüce Allah ile ilişkisinde sorumlu olduğunun farkında olmalıdır.

Sorumluluk insanın varoluş gayesidir.

İnsan, hayatına bütünlüklü bir değerler disiplinine sahip bir varlık olarak bakmalıdır.

Sorumluluk duygusu, insanın muhkem bir hayat felsefesi inşa etmesini sağlar.

İnsanın hayatına anlam katan, onu üstün değere ulaştıran sorumluluk duygusudur.

Sorumluluk duygusu, insan için dünya ve ahiret huzurunu temin etmesinde rol oynayan en önemli haslettir.

Gerçekte insan kendisiyle, Rabbiyle, toplumla, çevreyle ve bütün varlık âlemiyle ilişkisini sorumluluk duygusuyla idealize eder.

İnsan dünya ve ahiret huzurunu temin etmek için sorumluluklar yüklemiş bir varlıktır.

İnsanın sorumluluğu, Allah’ın “sorumluluk” teklifini “zorlu emaneti” yüklenmesiyle başlamıştır.

Sorumluluk duygusu “akıl” ve “iradeye” sahip olmaktır.

İnsan dinî, ahlaki, içtimai ve hukuki sorumluluğa sahiptir. İnsanın hayatını anlamlı kılan sorumluluk sahibi olmasıdır. İnsanın hayatını anlamlandıran da sorumluluk sahibi olmasıdır. İnsan, sorumluluk duygusuyla dokunan bir davranış bilincine sahiptir. İnsan, bu sorumluluk ile tevhit inancına malik olur.

İnsan, bu sorumluluk ile adaleti tesis eder. İnsan, bu sorumluluk ile güzel ahlaka sahip olur.

İnsan, bu sorumluluk ile dünya ve ahirete bilincine sahip olur. İnsan, bu sorumluluk ile bir huzur toplumunda yaşamayı arzu eder. İnsan için huzur toplumu oluşturmanın kilidi hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için yaşama sorumluluğudur.

Dünya ve ahiret huzurunun tesis edilmesinde sorumluluk bilinci ön şarttır.

İnsanın hayatının her döneminde erdemli bir hayat oluşturmasının en temel koşulu dünya ve ahiret huzuru oluşturma sorumluluğudur.

İnsan, kendi davranışlarının sebeplerini bilmeli ve sonuçlarını hesap edebilmeli ve yaptıklarının hesabını verebilmelidir.

Oruç ayı “şehr-i Ramazan” insan için sorumluluk zincirleriyle donatılmıştır.

Sorumluluk sahibi bir varlık olan insanın Ramazan ayında idrak ettiği sorumluluk zincirleri:

Başta, belirlenmiş zaman diliminde oruç tutamak… İftar etmek, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar yeme, içme ve cinsel temastan uzak durmak… Zamanı faydalı hale getirmek…

İbadet etmek, dua ve niyazda bulunmak… Kur’an’ı okumak ve anlamak… Beş vakit namaz ile birlikte teravih namazlarını cemaatle ifa etmek… İtikâf, zikir, zekât, fıtır sadakaları, infak gibi ibadetleri yerine getirmek… Paylaşma, hasbîlik ve diğerkâmlık gibi ahlakî erdemleri geliştirmek… Müslümanlar arasında uzlaşı, kardeşlik ve dostluk köprüleri kurmak… Birlikte yaşadığı diğer insanların sorumluluğunu üstlenebilecek bir karaktere sahip olmak... “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” düsturuna uymak… Yetim, öksüz ve yoksullara sahip çıkma duyarlılığını geliştirmek… Yalan söylemekten, dedikodu yapmaktan, yalan yere yemin etmekten kendimizi alıkoymak… İbadetlerin kabulünde önemli olan bilgi, bilinç ve Allah rızasının önemli olduğunu fark etmek… Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elimizin altındakilere iyilik etmek… Gönül ve zihin dünyası başta olmak üzere bütün organlarımıza oruç tutturarak beden ülkesini yönetebilmek… Kibirlenmekten ve övünmekten uzak durmak…

Vakti, rızkı, bereketlendirmek ve Allah’ın rahmet ve bereketini hem hanelere hem de gönüllere ulaştırmak, bunun için ramazanın her dakikasını değerlendirerek zamanı manevi kazanç kapılarıyla donamak… Ömür sermayesini israf etmemek, hayatı Yaratanın rızasına uygun olarak yaşayabilmek, salih amelleri arttırıp haram olan söz ve eylemlerden sakınmak; geride kalan ömrün muhasebesini yapmak… Rabbimize, kendimize, ülkemize ve bütün insanlığa karşı sorumlu olduğumuza dair bilinç geliştirmek… Sorumluluk bilinciyle “dünya ve ahiret huzurumuzu” sağlamak ve her konuda iyilik öncüsü olmak… “Dünya ve ahiret huzuru”nu sağlayacağımız sorumluluk zincir halkaları daha da geliştirilebilir… Sorumluluk zincir halkalarını idrak etmemizde arınma ayı “Şehr-i Ramazan” önemlidir.