Geçmiş insanın bilgi ve tecrübelerini biriktirdiği bir intiba deposudur. Anlık zamanda öğrendiğimiz yeni bilgi, geçmiş bilgiyle hızla irtibatlanır ve onunla birleşerek zihinde oluşan bilgi haritası sayesinde imgeleme, hayal yoluyla geleceğe taşınır.
“ben” de var olan geçmiş, an (şimdi) ve gelecek bilgisi için kendini bilmek, özünü bilmek gerekir.
Aristoteles'in "Kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır." sözü, kişisel gelişim ve öz farkındalığın önemini vurgular.
İçinde yaşadığımız kâinatın, varlığın farkındalığından daha önemli bir farkındalıktan bahsediyoruz.
Bu tür farkındalık “ben” ile ilgilidir. Ben dediğimiz şey de bizi biz yapan her şeydir.
Her benlik için bu dünyadaki en önemli yolculuk: Kendi varlığını tanımak, kendini bilmektir.
İnsanın kendi varlığı olan “ben”i algılaması ve fark etmesi önemlidir.
Aristoteles’in dediği gibi “Kendini bilmek” bilgeliğin başlangıcı olduğu gibi aynı zaman da bilgeliğin son noktasıdır da...
Bilgeliğin başlangıcına da, son noktasına yolduluk yapacak olan kendi varlığımızın özü “ben”dir.
Shaktı Gawaın, “Yaratıcı İmgeleme Yaşamımızı Yeniden Yaratacak Güç” adlı eserinde ifade ettiği gibi: “Yaşamımızın her anı sonsuz bir yaratıcılığa ve evren sonsuz bir cömertliğe sahiptir. Yeterince açık bir dilekte bulunun yalnızca, çünkü yürekten arzulanan her şey mutlaka gerçekleşir...”
Yaratıcı imgeleme, aslında “ben” dediğimiz varlığın bir şey yapma isteğinin oluşması ile gerçekleşen hayal aşaması, yani “niyet” aşaması dediğimiz şeydir. İnsan “niyet” ettiği şeyleri kendi zihninde önceden yaptığını imgeler.”
İmge duygu ve duyu yoğunluğu ile yapmayı tasarladığımız şeyin renkli ve üç boyutlu görüntüsünün zihnimizde fotoğraflaştırılıp, bir senaryo şeklinde render edilmesidir.
Yaratıcı imgeleme, yaşamınızda olmasını istediğiniz şeyleri yaratabilmek için hayal gücünü, düş gücünü kullanma tekniğidir. Her insanda “hayal”, “düş” dediğimiz bu güç doğal olarak mevcuttur.
“Hayal”, bir kişi, olay veya nesnenin zihinde canlanan, biçimlenen suretidir. Anda bir şeyi varmış gibi zihinde tasarlama yeteneği, tasavvur etme gücü, düşünce dediğimiz şeydir.
“Ben” ya da “kendilik” dediğimiz şey “hayal”, “tasavvur, “düş” dediğimiz “yaratıcı imgeleme” dediğimiz doğal yeteneği farkındalıkla ya da bilinçsiz olarak her an kullanır.
Ancak devinip duran ve benliğimizde derin bir biçimde yer etmiş imgeleme eylemlerimizin çoğu olumsuz vehim ve düşüncelerdir. Bu vehim ve olumsuz düşünceler yüzünden otomatik ve bilinçsiz bir şekilde yaşamdan hep yoksunluklar, engeller, sorunlar ve zorluklara yatırım yaptığımızdan bunların kaderimiz ve kısmetimiz olduğuna inandık ve hayalimiz bu tür imgelemelere yatırım yaparak bizi rahatsız eden bir evren kurguladık.
Hayat dediğimiz nizamın tabii olduğu kanunlardan biri dualitedir. Dualite, bir şeyin biri diğerine ircâ edilemeyen iki yönü veya parçası olma durumudur. Buna tezatlıklar, karşıtlıklar alemi de diyebiliriz.
Olumsuz imgeleme olduğu gibi, asıl üzerinde duracağımız olumlu imgeleme de vardır.
Olumlu imgeleme: Yaşamınızda gerçekten ihtiyacımız olan sevgiyi, doyumu, hazzı, başarıyı, iyi ilişkileri, ödüllendirici işleri, kendini ifadeyi, sağlığı, güzelliği, mutluluk ve refahı, iç huzurunu ve uyumu ve yürekten arzuladığınız herhangi bir şeyi elde etmek için doğal yaratıcı olan hayal gücünüzü bir teknik olarak, daha bilinçli bir biçimde kullanma eylemidir.
“Niyet”, hayal”, “tasavvur” ve imgeleme eylemleri ile nihayetimde hayatımıza olumlu şeyleri çekme alışkanlığı edinmeliyiz. Kötü olana değil iyi olana odaklanarak “daha iyi” olacak olan şeyleri hayatımıza çekmeliyiz.
Bu tür bir “hayal”, “tasavvur” bilinçli imgelemedir. Bilinçli İmgeleme, zihinde geleceğe yönelik geçmiş tecrübelerle anda kazandığımız bilgileri geleceğe taşıyarak yaratıcı fikir yaratına yeteneğidir.
Bilici imgelemeye aynı zamanda “yaratıcı imgeleme de diyebiliriz.
Yaratıcı imgelemede gerçekleşmesi istenilen şeyin açık ve net resimlerini zihinde zihnimizdeki ekran taslağına (storyboard) yerleştirip resimleri bir araya getirerek zihnimizde üç boyutlu görüntüsünü belirlemek ve bu görüntüleri bir araya getirip render yaparak filme dönüştürmek, hayale gerçeklik kazandırmak için kullanacağımız yetenek hayal, tasavvur, düş ve imgeleme yeteneğidir.
Hayal ettiğimiz şey hayatımızda gerçekleşene ya da nesnel bir gerçekliğe kavuşana, düşlediğiniz şeyi elde edene dek hayalimize düzenli ve sürekli bir biçimde odaklanmayı ve pozitif enerji vermeyi sürdürmek gerekir.
Bilimsel ontolojide insan ancak var olanı hayal edebilir. Unutmayın! Ezel, an ve gelecek aynı anda yaratılmıştır. Bugün hayal ettiğimiz şeyin varlığı zaten levhi mahfuzda vardır. Zamanı geldikçe tecelli edecektir. Yani inanın hayal ettiğiniz şey bugün yoksa bile gelecekte vardır. Hayal ederek onun kendi zamanımızda tecelli etmesine vesile oluruz.