GÖNLÜMÜN VE RUHUMUN DERİN BİR HAREKETİ VE DİLİDİR SEVGİ - Hatay Söz Gazetesi

GÖNLÜMÜN VE RUHUMUN DERİN BİR HAREKETİ VE DİLİDİR SEVGİ

  • Yazar :Mehmet BİLGEHAN
  • Eklenme Tarihi :23.04.2022 02:09

Gönlümün ve ruhumun en derin hareketi sevgidir. Sevgi dünyanın en büyük enerjisidir…

Evet, dünya yaşamında insanı yükseltecek en büyük enerji sevgidir. Sevgi, pozitif bir enerji olarak insanın yaratılışının da ana sebebidir.

İnsan dünya yaşamında insanlığın doruğuna sevgi ile yükselebilir. İnsan kendini, hemcinslerini, canlı cansız varlığı severek yükselir. İnsan kendini yaratan varlığı severek yükselir. Sevgi insan için ön yargısız, korkusuz ve tereddütsüz olarak anneden yani ebeveynlerinden aldığı bir enerjidir. Sevgi bilinen alanla, insandan insana başlar; ancak, tam anlamıyla bilinemeyen yaratıcı varlık alanına yönelir ve orada gelişir.

Sevgi, insanda yeni ve yaratıcı içgörülerin, düşüncelerin ve uygulamaların tohumlanarak filizlenmesini sağlar. Sevgi bilinen alandan kendini daha büyük bir güce yaratıcı varlığa Allah’a açık bırakmak bilginin ve gerçek tecrübenin kaynağına yapılan bir yolculuktur.

Sevgi, dünyamızda canlı ve cansız varlıklarla, hemcinslerimizle olumlu ve istenilen bir enerjiyle iletişim kurmamızı sağlar. Bu bakımdan sevgi ile iletişim aracısız ve bilmediğimiz görünmez bir gerçeklikle alanıyla çevrilidir. Sevgi bizim iletişim halinde olduğumuz insanlarla mesafeleri azaltır, mekânları birleştirir ve diğerleriyle aramızda ışık hızından daha hızlı ilişki kurmamızı sağlar. Sevgi, insan ilişkilerini ve etkileşimlerini istendik bir şekilde yöneten düzenlerin ve kuralların evrensel bilimidir. Sevgi, kadın ile erkek, anne baba ile çocuklar ve onların oluşturduğu aile içindeki ilişkilerde etkilidir. Sevgi, insan ilişkilerinde çatışmalara yol açan engelleri ortadan kaldırır. Sevgi, aynı zamanda insanları bir araya getirir, insanları birbirine düşüren olumsuzlukları ortadan kaldırır ve insanları birbirine düşmen eden kargaşa ve düzensizlikleri yok eden evrensel bilimdir.

Evet, sevgi evrensel ve insanlara özgü bir bilimdir. Sevgi, vücudumuzu, ruhumuzu ve aklımızı da besleyen evrensel bir bilimdir. Sevgi, insanı sevgisinden yaratan Allah’la olan ilişkisinde seyreden ilahî bir bilimdir. Evet, insan ilahî sevgiye ve aşka en layık olan varlıktır. Sevgi, yaratılmışı sevmenin ve hoş görebilmenin de bilimidir. Sevgi ile diğer insanları seven insan da karşılık olarak sevgi kazanır. Sevgi sahibi insan imanı, güzel ahlâkı ve ibadetleri ile aslında hem insanların hem de yaratıcısı Allah’ın sevgisini kazanır. Sevgi sahibi insan, Allah'ı sevdikçe, onun buyruklarını tuttukça ve kalbinden kötülükleri sildikçe, Yüce Allah da onu sever.

Sevgi, insanın diğer insanlar tarafından lâyık oldukları şekilde sevilmelerinim yolunu açar. İnsan ancak sevgide birleşirse dostluk ve barış pınarlarıyla etrafını besler. Sevgi yarattığı hoşgörü boyutuyla bütün dünyayı etkilediğinden evrensel bir bilimdir.

Sevgi, insanlığı barış ve kardeşliğin mayasıdır. Sevgi Tanrı'nın ışığıdır, Tanrı'nın sevgisidir.

Sevgi yoksunu insan, “yetmiş iki millete bir göz ile bakmadan halka müderris olsa hakikatte asî” olan kişidir.

Sevgi ve merhamet insanî, hiddet ve şehvet hayvanî vasıftır. Sevgi, gönlün ve ruhun dilidir.

Sevgiyi lafsız, kelamsız ileten gönül dili: Harfsiz, sessiz, lafsız; hâlle, gönülle, kalple konuşulup anlaşılır. Gönül dili bildiğimiz lisan değildir; muhabbettir, neşedir, zevktir; ruh ve maneviyat dilidir. Bunda ten dili depreşmez, hiç kımıldamaz; can diliyle anlatılır, bütün anlatılmak istenenler. Gönül dilinin, biri bütün insanlara (genel), biri de Allah’ın nitelikli / seçkin (özel) kullarına hitap eden iki farklı yönü vardır: En genel anlamıyla gönül dili, baş diliyle kulakların değil; kalplerle kalplerin, ruhlarla ruhların konuşup anlaşmasıdır.

Hz. Osman (r.a.), halife olunca minbere çıktı. Herkes ‘acaba ne diyecek?’ diye merakla bekliyordu. O sustu, hiçbir söz söylemedi; sadece halka baktı. Gönül diliyle onlarda öyle bir hâl ve atmosfer oluşturdu ki, artık dışarı çıkacak durumları kalmamıştı. Birbirlerini ve nerede olduklarını bile unutmuşlardı. O güne kadar yüzlerce zikir, öğüt, vaaz ve hutbe dinlemişlerdi; ama hiçbirinden bu kadar etkilenmemişler, hiç böyle bir hâl yaşanmamış, bu kadar sırlara ve manevi bilgilere vâkıf olmamışlardı. Oysa Hz. Osman (r.a.) onlara hiçbir şey söylemiyor, sadece sürekli onlara bakıyordu. Nihayet bu beraberlik sonunda minberden ineceği sırada: “İş yapan (faal / aktif) bir lider (imam), konuşan, söz söyleyen bir liderden (imamdan) daha iyidir.” buyurdu.

Sevgi de Hz. Osman’ın buyurduğu gibi iş yapan lider gibidir; başkalarına bir fayda verir, kalbe etki eder, ahlakı güzelleştirir ve bize ruhi, manevi incelikleri gösterir.

Gönül dili, kalplerle kalplerin, ruhlarla ruhların konuşup anlaşmasıdır. İnsan, rüyada nasıl dilsiz dudaksız konuşuyorsa, uyanıkken de aynı şekilde gönül diliyle konuşabilir. Her insan, kendi istidat ve kabiliyeti ile gönül dilini anlar, konuşur. (Mevlânâ, Dîvan, V/311, b.no: 3752)

Bazen dost ve sevdiklerimizle özel anlarımız olur ve sessiz, sözsüz, hiç konuşmaksızın derin manalar devşirir, nice duygulara gireriz. Şimdi gelin, önce kendimizle ve en sevdiklerimizle gönül dili ile sevgimizi paylaşmayı deneyelim.

Sadece rüyada gibi kendinizle ve derin duygu beslediğiniz yakınlarınızla sevgi denizinde kulaç atın ve en özel anlamlar, derin manalar devşirelim.