Kamil Köseoğlu’nun “Açık Su (Deniz ve Göl)” yarışmaları da dikkat çekici…
Köseoğlu girdiği “Açık Su” yarışlarını çoğunlukla derece ile bitirmiş.
Köseoğlu’nu 1981 yılından bu yana “Açık Su” sporlarında yarışmacı olarak görüyoruz.
Köseoğlu’nun “Açık Su” sporlarındaki yıllara ve yaşlara göre dereceleri:
1981 Çanakkale 23 yaş 5.000 m’de derecesi üçüncü, 1982 Çanakkale 24 yaş 5.000 m’de derecesi 2., 1983 Çanakkale 25 yaş 5.000 m’de derecesi 1., Mersin 25 yaş 5.000 m’de derecesi 3., Marmaris 2015 55-59 yaş 1.500 m’de derecesi 1., 2016 İnebolu 55-59 yaş 1.500 m’de derecesi 2., 2017 Adana 55-59 yaş 5.000 m’de derecesi 1., 2018 Marmaris 60-64 yaş 300 m’de 1., 2018 Marmaris 60-64 yaş 5.000 m’de 1., 2019 Marmaris 60-64 yaş 5.000 m’de 3., 2019 Marmaris 60-64 yaş 1.500 m’de 3., 2021 Marmaris 60-64 yaş 1.500 m’de 1., 2021 Marmaris 60-64 yaş 2.000 m’de 2., 2021 İstanbul-Boğaz 60-64 yaş 7.500 m’de 30., 2021 Göcek 60-64 yaş 3.008 m’de 2., 2021 Göcek 60-64 yaş 2.008 m’de 1., 2021 Kıbrıs-Lefke 60-64 yaş 3.000 m’de 3.
Kamil Köseoğlu’nun “Açık Su” sporları üzerinde değerlendirmeler yaparken aklımıza “Yüzme Sporu”nun tarihçesine değinmek geldi.
Bir spor branşı olarak “yüzme” nasıl başlamıştı?
Evet, yüzme, “spor branşı” olarak ilk açık yüzme havuzunun 1828’de Liverpool’da yapılmasından bir süre sonra Avrupa’ya yayılmış ve ilk uluslararası yüzme yarışmaları 1837’de Londra’da ve ardından 1846’da Avustralya’da düzenlenmiş. 1875’te, İngiliz Mathew Webbe, Manş Denizi’ni kurbağalama tekniğiyle yüzerek geçmiş.
İngiltere’de ilk açık havuzun kurulması ve arkasından Avrupa’ya yayılması ile 1882 yılında ilk yüzme federasyonlarının kurulmaya başlanmıştır.
1896’da kurulan Londra Metropolitan Yüzme Kulübü, daha sonra Amatör Yüzme Birliği’ne dönüşmüştür. 1896’da modern olimpiyat oyunlarının tekrar başlatılması kararı üzerine, düzenlenen ilk olimpiyatlarda yüzme branşına yer verilmiştir.
1909’da ise Londra’da, Uluslararası Amatör Yüzme Federasyonu (Federation Internationale de Natation Amateur-FINA) kurulmuştur. Olimpiyatların başlamasıyla birlikte kategori sınıfına yüzme branşına da yer verilmişse de başlangıçta sadece erkeklere yarışmış. 1912 yılından sonra yüzme yarışmalarında bayanlara da yer verilmiştir.
Yüzme branş olarak Türkiye’ye 1800 yılların sonlarında geldiğini söyleyebiliriz.
İlk yüzme yarışmalarının da 1937 yılında başladığını eklemliyiz. Peki, bir yüzme sporu olarak bize “yüzme” nasıl başladı? Türk yüzme sporunun kısaca bir tarihçesine göz atabilir miyiz?
Evet, Türk yüzme tarihinin kökeni çok eskilere dayanır. Özellikle, denizlerle sıkı bağlantılara ve güçlü bir donanmaya sahip olan Osmanlılar, yüzmeye büyük önem vermişler.
Askeri eğitim içerisindeki yüzme çalışmaları Türk yüzme tarihinin temelini oluşturmuştur.
Galatasaray Sultanisi öğrencileri, 1800'lü yılların sonlarında sportif anlamda yüzmeyle tanışmışlar.
Galatasaray Sultanisi öğrencilerinin beden eğitimi öğretmenleri Moiroux gözetiminde yüzme çalışmalarına başladıklarını söyleyebiliriz.
Aslında kendisi de İyi bir yüzücü olan Moiroux, daha sonra Tophane Askeri Sanayi Mektebi'ne modern yüzme öğreti için atanmıştır.
Ülkemizde çağdaş anlamda yüzme sporuna atılan ilk adım, 1873 yılında Mekteb-i Sultani, yani Galatasaray Lisesi’nde gerçekleştirilmiştir.
Aynı zamanda, Heybeliada’daki Mekteb-i Fünun-ı 10 Bahriye, yani Deniz Harb Okulu’nda yüzme öğrenme mecburiyeti vardı.
1912 de “Türkiye İdman Cemiyetlerinin İttifakı Denizcilik Heyeti” Yüzme Komisyonu Başkanı Ekrem Rüştü Akömer gayretleriyle 17 Temmuz 1939 yılında ilk yüzme havuzu Büyükdere’de açılmıştı.
50 m. uzunluğundaki havuzda “Kulaç yüzme” yerini “Crowl Yüzme” sitiline bırakmıştır.
1934 yılında Rusya ile ilk yüzme yarışları başlamış.
1937 yılından itibaren yüzme sporunun Türkiye’de örgütlendiğini söyleyebiliriz.
Orhan Saka, Halil Dalhan ve Methi Ağaoğlu gibi sporcular, yüzmede ciddi başarılar elde etmişlerdir. 1945-1950 yılları arasında
10 Ağustos 1954’te Murat Güler, Manş Denizini geçen ilk Türk yüzücü olmuştur. 1957’de “Denizcilik Federasyonun”dan ayrı bir “Yüzme Federasyonu” kurulmuştur. 1970'li yıllarda açık ve kapalı yüzme havuzlarının inşa edilmeye başladığını görüyoruz. Ersin Aydın'ın Anamur-Girne arasında açık denizde yüzmüş.
Murat Özüak Balkan Şampiyonaları'nda ilk altın madalyayı kazanmış. Bunların akabinde, Sabri Özün'ün Balkan Şampiyonluğu gelmiştir. 1978 Dünya Okullar Oyunları'nda da Zafer Ataman altın madalya kazanmıştır.
Sabri Özün, 100 ve 200 m'lerde Balkan Gençler birinciliğini kazanmış. Erdal Acet de 1975 ve 1977'de Manş Denizi'ni geçmiş. 1979'da ise Nesrin Ongun, Manş Denizi'ni geçen ilk Türk bayan yüzücü olmuştur.