Orhun Kitabelerinde geçen Eski Türkçe “Ökün”mek kelimesinin anlam haritasında baktığımızda kelimenin: “pişman olmak, eseflenmek, hayıflanmak, kendine gelmek, üzülmek” anlamlarının olduğunu görürüz.
Gabain Eski Türkçe’nin Grameri adlı eserinde çıkardığı kadim ö- fiilinden türemiş kelimelerin anlam haritasında: ö- (düşünmek), ög (akıl), öğlen- (kendine gelmek), öğrenmiş (alışmış, öğrenmiş), öge: Çok akıllı yaşlı kimse, ulusun büyüğü ögret (alışkanlık) ögret- (öğretmek) Ögretin (temrin etmek, öğrenmek), Ögsire (kendinden geçmek), ögüt (nasihat), , ögsüz : şaşkın, ögüt Öğüt, vaaz, ögütle- Öğüt vermek, öğütlemek ögren- Öğrenmek ögret- Öğretmek ögreyük Görenek, adet.. ök- (düşünmek) kelimeleri yer alır.
“Türük budun ertin ökün /Türk milleti vazgeç, düşün)” ifadesi geçer. “
“Ökün-” kelimesi: “düşünerek bir şeyden ders çıkararak, kendine gelmekle ilgili anlamda kullanıldığı görülüyor.
Hüseyin Namık Orkun ve Hüseyin Nihal “Ökün” kelimesinin “kendine gelmek” anlamında olduğunu vurguluyorlar.
Hüseyin Namık Orkun “Eski Türk Yazıtları (1936, İstanbul Devlet Basımevi, sf. 40) ” adlı eserinde “Türk, Oğuz Beyleri; kavmi, işidin: yukarıda Tanrı [=gök] basmada, aşağıda yer delinmese Türk milleti ülkeni, türeni kim bozar? Ey Türk kavmi kendine dön!” şeklinde çevirmiştir.
Her dilde kendini bilme konusunda her insanın öncelikle kendini bilmek, tanımak ve gerçek kendine dönüşmek için yüksek frekanslarda düşünmeyi gerektirir. Burada geçen “ökün-“ kelimesi bir emir ifadesi olarak güçlü bizi kendimize sarsarak getirecek bir düşünmeyle ilgilidir.
Bütün kadim dillerde bilgelik aşamasının hem başlangıcını hem de sonunu belirleyen bir düşünme tarzı Kadim Türkçede “ökün-“ kelimesi ile ifade edilmiş.
Buradan etkilenen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk öğün, çalış, güven” ibaresinde öğün- (>ökün-) kelimesi bilgelik aşamasına girmemizi sağlayacak bu tarz bir düşünme eylemini gerçekleştir, anlamında kullanılmıştır.
Atatürk’ün veciz ifadesindeki “öğün” kelimesini “öğünmek”, “gururlanmak” manasıyla değerlendirirsek kelimenin gerçek anlam boyutuna varamayız. Kelimeni aslı “ökün-“ tir ve “ökün-“: kendini bilmek, kendine dönmek manalarıyla bilgelik kapısını bize aralayan yüksek frekanslarda adeta kendimizden geçerek, benliğimizi titretecek, sarsacak ölçüde bir düşünme hadisesidir.
Bu bakımından kadim Türkler de bu tarz düşünme bilgelik basamağının önemli bir aşaması olarak değerlendirilmelidir.
Türkçenin tarihi ve çağdaş lehçelerinde bilgelik aşamasının çeşitli derecelerinde değişik frekanslarda düşünme anlamını belirleyen akıl, idrak, düşünmek gibi kavramlar için alıntı kelimeler yanında dilin kendi kelimeleri olan an-, anla-, belle-, ö-, ög, sa-, san-, düşün-, uk-, ukuş, us, üşkür-, oy, algı gibi kelimeler kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Türkiye Türkçesine çağdaş Türk şivelerinde kelimenin anlam coğrafyasının kapsamında düşünmenin dereceleri yanında bu tarz düşünmenin kapsamında belle-, öğren-, öğret-, san-, düşün-, us, uslu, uslan-, gibi düşünmenin bize sağladığı diğer sonuçlarda bulunmaktadır.
“Ertin” kelimesini genellikle “vazgeç” şeklinde emir kiti olarak değerlendirerek ifadeyi “vazgeç” şeklinde anlamlandrmışlar Ancak “ökün-“ fiilinde olduğu gibi “ertin-“ eyleminde içinde bulunduğun her şeyden kendini bir uzaklaştır, olan bitene dışarıdan bak, kendinden iyice geç” manaları olduğu cümledeki anlam bağlamında düşünmelidir. Yani, Ey Türk milleti anda seni etkileyen geçmişten kurtul ,arın ve anını değerlendir, yaşamındaki her şeyin muhasebisini yap ve öylece düşün (ökün!”.
Atatürk’ün “Türk öğün, Çalış, güven!” ifadesi ile Bilge Kağan’ın “Ey Türk bodunu, ertin, ökün!” ifadesi gelecekle ilgili düşünme ve daha derininde geleceği kurgulamak için derin düşünce meditasyon anlamlarını içermektedir.
Anda yapmayı düşlediğimiz, hayal ettiğimiz hedeflere ulaşmak için önce geçmişi iyi değerlendir. Kendi hatalarını gör! Onları yapmakta ısrar etme!
Kendini bulman ve kendine dönmen için anda geçmişinden kurtul ve onlardan etkilenmeden onlara dışarıdan bak!
Sonra düşün, yani gerekenleri yapmak için tefekkür et ve bunlar için kararlılıkla mücadele et, çalış, sonra güven, kendine, Allah’a güven.