AHÎLİK VE “DİĞERGAMLIK (ÎSAR)”
Ahîlik, “îsar”, “fütüvvet”, “mürüvvet” ve uhuvvet gibi İslâmî temel kavramlar ışığında kurumlaşmış Türk’ün kedim esnaflık okuludur.
Türk’ün kadim meslek okulu Ahîlik iki kaynaktan beslenir: Ahilik maddi kaynağı temelde kadim Türk töresi ve ruhî kaynağı da Kur’an’dan beslenir. Türk’ün Kadim Meslek Okulu Ahîlik konusunu bu yazımızda “diğergamlık” çerçevesinde ele almak istiyoruz.
“diğergamlık” teriminin Kur’ân’daki karşılığı “îsar” terimidir. Îsar, başkalarının mutluluğunu kendi çıkarına tercih etmektir. Evet, “Îsar” bir Kur’an kavramıdır. “Îsar” kavramı Kur’an’da beş ayette geçer (12/91, 20/72, 59/9, 79/38, 87/16) . Îsar kavramının temel teşkil ettiği âyet “Haşr Sûresi 9. Ayettir (59/9):
“Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”
Ayetin iniş sebebi ile ilgili kaynaklarda farklı örnek ve sebeplerden söz edilir:
Günlerdir bir şey yemediği için bayılmak üzere olan yoksul bir adam, Medine’de Mescid-i Nebevî’de Rasul-i Ekrem (sav)’in huzuruna geliyor. “Açlıktan halsiz düştüm, bana bir lokma ekmek!” diyor, inler gibi. Âlemlerin Efendisi, yiyecek bir şeyler var mı diye derhal mübarek zevcelerinden sorduruyor. Yok! İki Cihan Peygamber’inin hanelerinde o gün içecek su dışında yiyecek yok. Efendimiz (sav) ashabına dönüyor, “Bu adamı misafir edip doyuracak kim var?” diye soruyor bu defa. Ensar’dan bir zat ayağa kalkıyor, “Ben varım ey Allah’ın Rasulü” diyor ve adamı alıp evine götürüyor. Ensarî, hanımından Rasulullah’ın misafirine ikram etmesini istiyor ama onlarda da küçük çocukları için ayrılan yemekten başka yiyecek bir şey yoktur. Çocuğu yemekten önce uyutuyor ve onun yemeğini misafirlerine sunuyorlar. Ensarî’nin kendisi de sofra başında. Misafiri mahcup olmasın diye elini götürüp yemek yiyormuş gibi yapıyor. Durumun anlaşılmaması için de yağı bitti gerekçesiyle kandili yakmayıp odayı karartıyor. Hâsılı, olan yemeği misafirlerine yedirip o gece aç yatıyor ev sahipleri.
Evet, böylece “Îsar” diye de bilinen söz konusu ayette “Ensar”, “kendileri ihtiyaç içinde olsalar dahi başkalarını kendi nefislerine tercih ederler” buyurularak övülmüş; aynı ayetten hareketle, “başkasını kendi nefsine tercih etme” diğergâmlığına “îar” denilmiştir.
Evet, İslam’a göre malın asıl sahibi Yüce Allah’tır.
Ahîlik kardeşlik terimi olarak öncelikle kardeşlik ruhunun gerçekleşmesi noktasında fedakârlık gerektirir. Bu okulun mensupları öncelikle fedakâr olmalıdır ve fedakârlığın başında da malî fedakârlık gelir. Ahîlik meslek okulunun anlayışı ile yetişenler “îsar” anlayışı ile ellerindeki malı Allah’ın emaneti olarak görürler. Bu nedenle ahînin elindeki mal Allah yoluna, O’nun uğruna ve O’nun kullarının ihtiyaçlarına harcanabilir. Ahîlik anlayışında îsara dayalı bu anlayış genel olarak “infak” ve “tasadduk” ruhudur. Ahîlik Kur’an anlayışıyla hareket edilen bir okul olarak her şeyi insan merkezli görür.
Aynı Kur’an’a göre olduğu gibi… Biliyorsunuz Kur’an’a göre her şey insan içindir. Kur’an insanın iki dünyadaki mutluluğunun yollarını insanlık âlemine anlatmak için inmiştir. Yani, din insan içindir. Peygamberler gönderilmesi insan içindir. Kitap indirilmesi insan içindir. Bütün evren insan için yaratılmıştır. Hatta meleklerin bile önemli bir kısmı insanların emrine sunulmuştur. Bu dünya insan için tasarlanmış ve son olarak “ahirette” insan için tasarlanmıştır. İnsana verilen, onun hizmetine sunulan bütün bu saydığımız şeyler Allah’ın insana nimeti ve emanetidir. Dolayısıyla mal da dâhil Allah’ın sevdiği kulundan esirgenmemelidir. İnsan asla malı sahiplenmemelidir. Elbette, maldan insan yararlanmalı, korunmalı, ölçülü olarak ve yerli yerinde de kullanılmalıdır. Evet, insanların hayırlısı, insanlara yararlı olandır. Bütün insanlar Allah’ın ehlidir. İnsanların Allah’a en sevimli gelenleri ise, Allah’ın ehline iyilik yapan, onların yararına işler işleyendir. Veren el, alan elden üstündür.
Günümüzde meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, ticaret ve sanayi odları günümüzde “ahîlik” okulunu yeniden tesis eden kurumlardır ve yaptıkları “diğergamlık (îsar)’tır. Ahî diğergamlıkta ve îsar’da “Âdem gibi Allah’tan af dilemesini bilen, Nuh gibi iyi, Musa gibi ihlaslı, Eyyüp gibi sabırlı, Davûd” gibi cömert, Muhammed gibi merhametli, Ebubekir gibi himmetli, Ömer gibi adaletli, Osman gibi hayâlı, ali gibi bilgili, Talha gibi “îsar”lı’dır.