Nedir?
Ne değildir?
Tanımı bellidir.
Görevleri de!
Bizlere öğretilen veya gösterilen devlet yönetim şeklinde yasalara uyan ilk kişidir.
Bazen imreniyoruz DEVLET terbiyesi almış, yetişmiş bürokrat ve seçilmişlere.
Bazen de diyoruz ki, “bu mu!” diye.
Devlet terbiyesi ile yetişen bürokrat ve seçilmişler her zaman bu ülkenin ve milletin çıkarları doğrultusunda hareket ederler.
Seçilmişler her zaman toplumla iç içe olur.
Bürokratlar ise hiçbir zaman ortaya çıkmazlar.
Fakat günümüzde böyle kaldı mı?
İşte, Türkiye’nin gündemine bir anda oturan ve önemli bir sorunu dile getiren bir Büyükşehir Belediye Başkanı.
Detayları yazmamıza gerek yok.
Demokrasilerde halk tarafından seçilmiş olan kişiler devlet ve millet adına yapılacak olan hizmet ve hizmetler için her türlü önlemi almak zorunda olduğu gibi, gelecek ile ilgili de en doğal fikirlerini beyan etme özgürlüğüne sahiptir.
Hele ki, bu söylemlerden sırf CHP’den seçildi diye, birilerinin gözüne girmek için gündeme gelmek için böyle bir hata yapıyorsa HATAY halkı da gereken cevabı verir.
Çünkü Hatay, TÜRKİYE’dir.
Bunun başka bir izahı yoktur.
Ankara rahat ise HATAY’ın sayesindedir!
Hatay’da yaşanan sorunları dikkate almazsanız, gün gelir sorunlar sizin kucağınızda olur.
Bürokratların sorunu çözmek yerine, sorunu dile getiren seçilmişleri geldiği makam gereği “Devlet” gücünü arkasına alarak baskı yapmasının hiçbir izahı yoktur.
Yazıktır, günahtır!
Ayrıca devleti de küçük duruma düşürmek bu kadar kolay olmasa gerek!
*
Buradan İçişleri Bakan Yardımcısı Sayın İsmail Çataklı’ya seslenmek istiyorum.
Keşke soruşturma açılması için verdiğiniz beyanatınızdan önce tek başınıza Hatay’a gizlice gelip, olayı bir ihbar kabul ederek gerçek mi, değil mi? diye yerinde inceleseydiniz?
Ayrıca Hatay’da Suriyelilerin gerçekleştirdiği doğum oranının yüzde 8 olduğunu belirtmişsiniz.
Diyelim ki, sizin verdiğiniz beyanat doğru!
Peki, buradan size şunu da sormak isterim.
Bu oran sizi rahatsız etmiyor mu?
Sizin belirttiğiniz yüzde 8’lik oran gelecekte sorun yaratmıyor mu?
Yaratmıyor diyorsanız, orası başka!
Bir art niyet olur bu işte.
Eğer yaratıyor diyorsanız, “Bizler devletimizin bürokratlara verdiği yetki gereği sorunu çözmek için planlarımızı hazırlıyoruz, yapıyoruz, uygulamaya da başlayacağız.” beyanatınızı duymak isteriz açıkçası.
Çünkü devletini, milletini ve kısacası insanları seven bürokratlar her zaman “ÖNCE DEVLET” sonra “Sonra Millet” düsturu ile hareket ederler.
Yani önce devlet çıkarları, sonra da millet çıkarları.
*
Ayrıca bir not daha hatırlatayım.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, bu söylemleri ilk kez söylemiyor ki!
2014 Yerel seçimleri öncesinde de dile getirdi.
O zaman da çıktı devletin yetkililerini bu konuda uyardı.
Hatırlayacaksınız Başkan Savaş hakkında ne dediklerini!
Bu millet unutmadı, unutmayacak.
Üstelik Hatay’a devlet bütçesinden ödenek ayrılmamasına rağmen halen tek başına hizmet etmeye çalışıyor.
Çünkü vergi sıralamasına bakarsanız anlarsınız.
Vergi ödemede halen ilk 9’da, fakat hizmette ise 57’nci sıradayız.
Tüm bu yaşananlara rağmen Hatay halkı Başkan Savaş’tan memnun.
Çünkü çalmıyor, çaldırmıyor.
En önemlisi kanunsuz iş yapmıyor.
Kanun kendisine görevi ile ilgili olarak ne emrediyorsa onu yapmaya çalışıyor.
Devletine bağlı olanların, millet sevgisi hiçbir zaman tartışılmaz.
Bunu Hatay halkı yakından görüyor.
Çünkü Hatay halkı bu sorun ile yaşıyor.
İşte bu yüzdendir ki, seçilmiş ile bürokrat arasındaki farklı bir özellik.
Bürokrat Ankara’da, seçilmiş ise halkla birliktedir.
Bu yüzden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın Suriyelilerin nüfusu ve doğum oranı hakkındaki söylemlerini açık yüreklilikle her Hataylı gibi bende destekliyorum.
Yalnız Değilsin Lütfü Başkan!