Evet, yanlış duymadınız!

Yanlış seçimler diye söze başlamak istedim.

Öncelikle 6 Şubat’ta meydana gelen Asrın Felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Bu arada uzun bizler için uzun bir zaman dilimi olan 6 Şubat sonrasında ara verdiğimiz yayınımıza dün itibarıyla da başlamış olduk.

Uzun bir aradan sonra yavaş yavaş toparlanarak okuyucularımızla yeniden buluşmak için can attığımız gün geldi çattı.

Mağdur olan halkımızın haklı taleplerini dile getirmekten, doğruluk, adalet, hak ve hakikatten ayrılmadan yetkililere seslerimizi duyurmaya çalışacağız.

Halen içimiz yanıyor iken, yüreğimiz dağlanıyor iken, daha acımızı yaşayamadan ülkemizin geleceği noktasında demokrasinin var olmasını sağlayan seçme ve seçilme hakkı olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinde bulduk kendimizi.

Elbette ki, vatandaşımızın aldığı karara hepimiz saygı duyacağız.

Elbette ki, tepkilerimizi anayasal olarak hepimiz dile getireceğiz.

Fakat bir şey var ki, siyasette eğer doğruluk istiyorsak, bundan sonra doğru işleri yapmak gerekiyor.

Yanlışı yanlışla sürdürerek devam ettirmemek gerekiyor.

Daha fazla öğrenmeye ihtiyacımızın olduğu kesin.

 Hatay insanı bir arada yaşamayı severken, farklılıkları da göz ardı etmiyor.

Gerçek anlamda Hataylılardan bahsetmeye gerek yok.

Keyfine ve rahatına düşkün, başka yerde yapamayan, her yerde örnek gösterilecek bir yapıya sahip.

Her şeyde bir araya gelerek inanılmaz bir tepki ortaya koyarken, sadece bir şeyde bir araya gelemiyor.

Bir hareket etmede!

Yani tek ses, tek yumruk olamıyor!

Hatay ve Hataylı kaybediyor ise, işte bu yüzden siyasette de kaybetmeye mahkum oluyor.

Aylar öncesinde yazdık çizdik.

Gerek sosyal medya hesaplarımızda, gerekse yüz yüze görüşmelerde enine boyuna anlatmaya çalıştık.

Oysa ki anlaşılmayacak bir şeyi de konuşmadık veya yazmadık.

Apaçık yazdık.

Muhalefet adına yani toplum adına güçlü bir ses olmanın yolu yetkiden geçtiğini her defasında anlattık.

5 milletvekili yetmez dedik, iktidar yapmanız lazım dedik.

Bunu ancak sizler yaparsınız dedik.

Dedik ama dinletemedik.

Siyasi partilerin milletvekili adaylarına ve sıralamalarına bakarak, geleceğe yönelik doğru bir adımda oy verilmiş olsa idi bu memleketin ayağa kalkması bu kadar uzun sürmezdi.

Benim bildiğim Hataylılar, 90’lı yıllarda denenmiş kendinden olmayanları seçerek ve de bir verim almadan veya alamadan bu yöntemi denemişti.

Çünkü seçilmiş olduğu yere bir faydaları yoktu.

Şimdi de İstanbul doğumlu ve cezaevinde olan bir avukatı seçerek hata yaptı!

Bu belki birilerini üzecek ama neyi anlatmaya çalıştığımızı umarım bilirler.

Hataylılar kendinden olmayan birini seçerek, Hatay adına yanlış seçim yapmayı sürdürdü.

Daha detaylarını önümüzdeki günlerde açıkça buradan yazmaya devam edeceğim.

Yeniden görüşmek ümidiyle…