2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı ne yazık ki çok kötü başladı.
Her ne kadar MEB Bakanı Yusuf Tekin Hatay’a gelerek ilk zili çalsa da, sorunların çözülmesi için her hangi bir konuşması olmamıştır.
6 Şubat’ta evet dünyada görülmeyen bir deprem ile karşı karşıya kaldık.
O gündür, bugündür deprem ile yatıyoruz, deprem ile kalkıyoruz.
Vatandaşların beklediği sorunlara çözüm için atılmış bir adım olmamış olsa da, geleceğimiz olan çocuklarımızın ikinci eğitim-öğretim, bilim-ilim ve irfan yuvası olan okullarımız ile çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde adeta beyin patlatan cefakar öğretmenlerimizin sorunlarının çözümü için adım atılmadığını gördük.
Üstelik biraz umutlu idim!
Fakat gördük ki, insan kendi bildiğinden şaşmamalı imiş.
Depremin üzerinden 7’nci ay geride kaldı.
Başta sağlık olmak üzere barınma, ulaşım, hijyen ve ekonomik sorunlar almış başını gidiyor.
Allah aşkına ülkeyi yönetenler ne iş yapıyorlar?
Hatay’a gelip giden bakanların etrafındaki danışmanlar ne yaparlar?
Ya da müsteşarlar ne yaparlar?
Acaba çalışıyorlar da, biz mi görmüyoruz?
Ya da Hatay ile ilgili bakanlıklara bir rapor sunuluyor da biz mi görmüyoruz?
İnanın artık ülkede adeta enteresan şeyler olmaya başladı!
Enteresan diyorum!
Çünkü bugüne kadar hiç sesleri çıkmayan, üstüne üstlük ülkenin eğitim sistemi daha iyi yerlere gelsin diye yaklaşık 20’ye yakın müfredatı değiştirilen Milli Eğitim Sistemi’nin var olması için çaba gösteren eğitimciler artık adeta isyan eder hale geldiyse bu ülkede enteresan şeylerin olduğunun göstergesidir.
Deprem bölgesi olan Hatay’da deprem süresince bir şey yapılmadığının en bariz örneğidir.
Öğretmen ve idareciler artık Hatay’da kalmak istemiyorlar!
Çünkü sorunları var.
Aslında sorunlar ülkemizin de bilindik sorunlarıdır.
Çözüm istiyorlar.
Çözümü ise bugüne kadar günü kurtarmakla yetindiler.
Ama şimdi ise sorunlar insanın boyunu aşmaya başladı.
İşte tam da buradan soruyorum:
Milli Eğitim Bakanlığı Ne İş Yapar?
Hatay’da sendikacılık yapan ve eğitim camiasının sesi olan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Hatay 1 No.lu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar adeta çırpınıyor.
Sosyal medya üzerinden yaptığı duyuru ile adeta kibarca öğretmen, idareci ve eğitim camiasının sorunlarını ve taleplerini sıralıyor.
Tabii ki bunu anlamak isteyen, sorun dinleyen ve çözüm için çırpınan birileri çıkar mı?
Muamma!
Bugüne kadar görmedim, sanırım bundan sonra da görmem diye düşünüyorum.
Bakınız ne diyor Eğitim Bir-Sen Hatay 1 No.lu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar:
“Okulların açılma hazırlıkları yapıldığı dönemde okullarını eğitim öğretime hazırlamaları gerekirken yine birkaç işi bir arada yapma görevi verildi. Okuldan tayini başka illere çıkan personelin ilişiğini kesmek, okuluna atanan öğretmenleri göreve başlatmak, (bazı okullarımıza 30-40 öğretmen atandı ve 30-40 öğretmen de ayrıldı ) nakil giden öğrencilerin nakillerini göndermek, nakil gelen öğrencilerin nakillerini almak, öğretmenlerin maaşlarını, ek derslerini yapmak velilerden gelen taleplere cevap vermek, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden gelen yazılara gününde, saatinde hatta dakikasında cevap vermek, okulda tamirat ve onarım varsa usta bulmak, malzeme bulmak, deprem nedeniyle kırılan, (ısınmak için )yakılan sıraları, masaları hazır hale getirmek, malzeme bulmak. Benim aklıma gelenler bunlar. Bilmediğim ve şu anda aklıma gelmeyen birçok konu ile ilgili iş ve işlemleri yapmak. Bu da yetmiyormuş gibi konteyner kentlerde uzun süreli görevler almak. Bütün bunlar depremin ilk gününden beri sahada çalışan yönetici arkadaşlarımızın yaptıkları işler.”
Ve son olarak da ekliyor:
“Yıkılan memleketlerini terk edip gitmediler. Ama şimdi gidiyorlar ya da gitmek istiyorlar. Kimisi bu kadar emek verdiği idarecilikten ayrılıp öğretmenliğe geçiyor, kimi de bakanlığın son yapmış olduğu il dışı ve il içi atamalarla başka illere ve ilçelere öğretmen olarak tayin isteyip gidiyorlar. Okullarımızın birçoğu kadrolu idareciden yoksun hale geldi. Bazen birden fazla okulu bir tek müdür veya müdür yardımcısı idare ediyor. Çünkü artık kimse müdür ve müdür yardımcısı olmak istemiyor.”
Ne kadar sorunlu bir meslek haline geldi değil mi öğretmenlik mesleği!
Nereden, Nereyeee!
Bir de acı olan sözlerini de son olarak paylaşıp, yazıyı sonlandırmak istiyorum.
“Bu kadar çalışmaya özveriye gayrete rağmen sözlü olarak takdir edilmek bir yana sürekli eleştirildikleri söylüyorlar. Arka arkaya görev verildiği ve artık bu görevleri de kaldıramayacakları için görevlerini bırakıyorlar. Şamar oğlanına dönen idareci arkadaşlarımızın sabrı tükenmiştir. Konteyner kentlerde AFAD görevlisi olmadığı için sürekli bu arkadaşlarımıza görev verilmesi arkadaşlarımızı idarecilik görevlerini bırakmakla karşı karşıya getirmiştir. Böyle devam ederse istifaların ve tayinlerin arkası gelmeyecek. Benden söylemesi.”
Yetkililerimiz tarafından duyulması ve bu sese kulak verilmesi dileğiyle…