Tam da baharın kokusu titretmişken burnumun direklerini, tam da içimdeki kelebekler uçuşmaya başlamışken kasvetli bir nisan sabahına uyanmıştım. Hüznün cezbedici tarafının baharla bir ilişkisi olmalıydı. Başlangıç ve sonun o devasa gücünün duyularımıza işlenmiş ve vuku bulmuş hali belki de…
Bol yağmurlu geçen bir kış sonrası güneşin açacağı umuduyla baharı bekleyen, güneş sonrası saçım bozulacak, rimelim akacak endişesi olmadan nisan yağmurlarına sığınan çocuklardık. Çiseleyen yağmur damlaları tenimizden en derinlerimize işler, yağmur sonrası açan güneşin altında kurulanır büyük bir merakla gökkuşağını beklerdik. Değişen dünya, iklim gibi de bizde değişmiştik. Bilinçli bir çocukluğun ardından ne istediğini bilmeyen, bir kusurumuzda bize saldırmak için tetikte bekleyen haşin bir güruhun içinde korkularımızla savaştığımız çocuklara dönüşüvermiştik.
Koca bir gürültünün içinde yalnız yapayalnızdık!
Kalabalık ve amiyane bu yalnızlığın içinde kendi sesimizi duyamaz, duyuramaz olmuştuk. Hayatımızı olduğu gibi kabullenmek veya bazı şeyler için mücadele etmek arasında mütereddit kalmanın sarmalında olayların irademiz dışında, hayatımızın mazgallarından süzüldüğünü izlemekle yetinmenin, bize öğretildiği gibi sessizce kabullenişin kucağına düşüvermiştik…
Oysa bazı şeylere sahip olmak için hep mücadele etmek zorunda olan, fıtratında vazgeçmek olmayan, hep güçlü olmak zorunda bırakılmış her insan gibi, inandıklarımızda, doğrularımızda değişmişti. Uğruna savaştığımız, savunduğumuz değerlerin toplumda değersizleştiğine şahit olduğumuzda bazen vazgeçmek gerektiğinin, vazgeçmenin güçlü bir irade gerektiğinin bilincine varmıştık! Zira değersiz insanlar ve olaylar için verdiğimiz mücadelelerin yorgunuyduk artık! Ve bu yorgunluğun içinde çokça geveze çocuklar olan bizler,sessizliğin güçlü hakimiyetine teslim olmuştuk.
Biz kimdik?
Sessizliğin sesine kulak vermeyi öğrenen, konuşmaktan çok insanları dinlemeyi, izlemeyi ve gözlemlemeyi öğrenmiş en güzel tekamül haline ulaşanlar…
Aynı dili konuşan, anlayan kendi sessizliğine kulak verip duyanlar…
Küçük dünyanın büyük insanları!..