Hüzün (dark) turizmi duygusal, trajik yönü ön planda olup; elem, keder turizmi olarak da anılmaktadır. Hüzün turizmi bazı çevreler tarafından saygı ile açıklanırken başka çevrelerce ise etik yönü olmayan bir aksiyon olarak görülmektedir.
Hüzün turizmini çok eski yada yakın tarih sayfalarında yaşanmış, insanlara kitlesel yönden hüzün vermiş, mağdur etmiş olan olayların yaşandığı yerlere turistik turlar düzenlemek oluşturmaktadır. Bu turlara katılanlar da dark turist olarak isimlendirilmektedir.
Hüzün turizmi turizm faaliyetleri içerisinde pek bilinmese de uygulamada dünya üzerinde yeterince faaliyet alanı bulmaktadır. Dünyada en bilinen en popüler hüzün turizmi rotaları, Çernobil ve Hiroşima’dır. Bunların yanında soykırım bölgeleri, büyük felaketlerin yaşandığı yerler, büyük savaşların yapıldığı alanlar, yada insanlar için geçmiş dönemde acı vermiş ve belleklerde kötü anılar bırakmış yerler de hüzün turizminin faaliyet alanları içinde yer almaktadır. Bu yerleri gezip görmek günümüz insanı için cazip ve egzotik gelmektedir. İlk olarak İskoç akademisyenler tarafından 90’lı yıllarda gündeme getirilmiştir.
Dünyada hüzün turizm rotalarına örnek vermek gerekirse; 2. Dünya Savaşı sırasındaki Almanya’daki Nazi Toplama Kampları, Bosna-Hersek’te 1995 yılında Srebrenitsa’da gerçekleşen Soykırımın yaşandığı Srebnezitsa Şehri, Ukrayna’da 1986 yılında Kiev yakınlarında yer alan ve patlama yaşanan Çernobil Nükleer Santrali, yine 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan ve hepimizin bildiği Japonya’da atom bombası atılan Hiroşima şehri, iki Almanya’yı birbirinden ayıran ve 1989 yılında yıkılan Berlin Duvarı, İtalya’nın Sicilya Adası’nda bulunan ve her zaman faal olan Etna Yanardağı, yine İtalya’da Napoli şehri yakınlarındaki faal Vezüv Yanardağı örnek olarak verilebilir.
Türkiye’de ise Ankara’da Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarının bulunduğu Anıtkabir, Çanakkale (Çanakkale Savaşı’nın kalıntıları), yaklaşık olarak 4 bin yıl önce inşa edilen 1887 yılından itibaren zindan olarak kullanılan ve 1999 yılında müzeye dönüştürülen Sinop Cezaevi, 1925 yılında hizmet vermeye başlayan 2010 yılında müzeye dönüştürülen ve tarihte birçok olaya tanıklık etmiş olan Ankara’nın Altındağ ilçesindeki meşhur Ulucanlar Cezaevi müzesi örnek verilebilir.
Hatay ilimizde ise hüzün (dark) turizmine konu olacak, geçmişe tanıklık etmiş bir İskenderun ilçemiz bulunmaktadır. İskenderun, İssos Savaşlarına (MÖ 333), Trablusgarp Savaşı’na asker gönderilmesi (1911-1912), Kore’ye Asker Gönderilmesi (1950), Kıbrıs’a Asker Gönderilmesi (1974) gibi tarihteki büyük savaşlara tanıklık etmiştir.
Hüzün (dark) turizmi geçmişte yaşanmış trajik olaylara tanıklık etmiş bölgelere gezi niteliğine dayansa da, bunun yanında geziye katılan turistlerin geçmişte yaşanan olaylardan ders almalarına katkı sağlamaktadır. Bazi ülkeler eğitim öğretim programlarında Hüzün Turizmini etkin kullanmaktadır. İskenderun Limanı’da geçmişimizde yaşanmış bazı tarihi gelişmelere şahitlik etmiştir. İskenderun’a da çeşitli vesilelerle turlar düzenlenmektedir. Büyük İskender’in inşa ettirdiği İskenderun’u ve tarihe şahitlik etmiş meşhur Limanı’nı görmek üzere düzenlenen turlar Hüzün Turizmi çerçevesinde artırılmalıdır.